30 Ocak 2020 Perşembe

Brenda Joyce – The de Warenne Dynasty Serisi 8 – Kusursuz Gelin


İngilizce Adı: The Perfect Bride

Seri: The de Warenne Dynasty Serisi 8

Basım Tarihi: Haziran, 2013

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 464

Çeviri: Müge Kocaman Özçelik

Konusu:

Çocukluğunda yaşadığı travmatik olay Leydi Blanche Harrington’ı aşk dâhil tüm duygulardan arındırmıştır. Şartlar evlenmesini gerektirdiğinde Blanche başına üşüşen taliplerden hiçbirini seçmek istemez çünkü evliliğe oldukça uygun bir adaydan hâlâ ses çıkmamıştır.

Savaş kahramanı bir münzevi olan Rex De Warenne uzun zamandır Leydi Blanche’a hayrandır. Kader ve kendi karanlık tabiatı onu böyle bir hanımefendinin hak ettiği türden bir gelecekten mahrum bıraktığı için Sör Rex duygularını kendine saklamaktadır. Fakat ilerleyen arkadaşlıkları onları şoke edici, tutku dolu bir geceye sürükleyince Blanche’ın ortaya çıkan geçmişi bu kırılgan aşkı ve… genç kızın hayatını tehdit edecektir.

“Deneyimli yazar Joyce, keskin espri anlayışı ve ustalığıyla zeki, ilgi çekici karakterler yaratmayı başarmış.”
Publishers Weekly

Brenda Joyce – The de Warenne Dynasty Serisi 7 – Aşka Yelken Açanlar


İngilizce Adı: A Lady At Last

Seri: The de Warenne Dynasty Serisi 7

Basım Tarihi: Şubat, 2013

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 440

Çeviri: Aydan Şanlısoy Özbek

Konusu:

Korsanları alt eden kaptan De Warenne bu vahşi güzele de boyun eğdirebilecek mi?

Bir korsanın kızı olarak büyüyen Amanda Carre görgü kurallarından habersizdir. Babası idam edildiğinde onu öfkeli bir kalabalığın elinden kurtaran Cliff de Warenne’den önce kimseden yardım görmemiştir. Başından geçenlerden sonra İngiltere’ye gitmeli ve hiç tanımadığı annesini bulmalıdır, refakatçisiyse çapkınlığıyla meşhur bir korsan avcısıdır…

Cliff de Warenne bu güzel fakat vahşi kızı Londra’ya, sosyetik annesinin yanına götürmeyi kendine görev edinir ve ona başka gözle bakmayı kabul etmez. Genç kızı Londra sosyetesine yem etmemek için vasisi olarak onu eğitmeli ve ona uygun bir eş bulmalıdır. Ama genç kıza duyduğu arzuyu kontrol etmesi giderek zorlaşacaktır. Meşhur korsan avcısı, sonunda bir kadının kalbini ehlîleştirmesine izin verecek midir?

“Aşka Yelken Açanlar okurlara tutkulu ve heyecanlı bir yolculuk vadediyor.”
Publishers Weekly

“Brenda Joyce romanlarındaki güç ve tutkunun sınırı yok.”
Lisa Kleypas

29 Ocak 2020 Çarşamba

Brenda Joyce – The de Warenne Dynasty Serisi 6 – Kaçak Gelin


İngilizce Adı: The Stolen Bride

Seri: The de Warenne Dynasty Serisi 6

Basım Tarihi: Ekim, 2012

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 464

Çeviri: Müge Kocaman Özçelik

Konusu:

Tutkulu bir erkek
Âşık bir kadın
Soluk soluğa bir aşk

Sean O’Neill bir zamanlar Eleanor de Warenne’in her şeyidir fakat Sean’ın ortadan kaybolup kendisinden haber alınamadığı yıllarda, Eleanor bile ondan ümidi keser
ve başkasıyla evlenmek üzere sözlenir. Düğünün hemen öncesinde Sean çıkagelir…
Ancak kaybolduğu yıllarda yaşadıkları onu değiştirmiş ve artık Sean bambaşka biri olmuştur.

Sean, Eleanor’un küçük bir kızdan genç ve güzel bir kadına dönüşmesi karşısında şaşırır. Genç kadını, bir kaçak olarak yaşadığı kendi karmaşık hayatına çekmemekte kararlıdır ancak bu gelin, kalbini çalan erkekle kaçmaya çoktan hazırdır…

“Brenda Joyce tutkunun tehlikeleri ve keyifleri üzerine hayranlık uyandıran bir hikâye anlatıyor.”
Publishers Weekly

Brenda Joyce – The de Warenne Dynasty Serisi 5 – Maskeli Balo


İngilizce Adı: The Masquerade

Seri: The de Warenne Dynasty Serisi 5

Basım Tarihi: Aralık 2011

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 464

Çeviri: Özgü Çelik

Konusu:

MASUMİYET MASKESİNİN ARDINDAKİ ATEŞLİ TUTKULAR…

Utangaç Elizabeth Anne Fitzgerald, katıldığı ilk maskeli baloda çocukluğundan beri âşık olduğu Tyrell de Warenne’den, bahçede gizlice buluşma teklifi alınca şaşkına döner. Kaderin bir cilvesiyle, bu gizli buluşma gerçekleşmez ama o gece, Lizzie’nin yaşamında bir dönüm noktası olur.

İki yıl sonrasında Lizzie, kucağında onun çocuğu olduğunu iddia ettiği bir oğlanla kapısını çaldığında şaşırma sırası bu kez Tyrell de Warenne’dedir. Tyrell, Lizzie’yi çok iyi hatırlamaktadır ve çocuğun babası olmadığını bilmektedir. Bu genç kadın, Tyrell’e ne tür bir oyun oynamaktadır? Elizabeth Anne Fitzgerald fettan bir kadın mıdır, yoksa göründüğü kadar masum birisi midir?

İnkâr edilemeyecek denli tutkulu bir aşkı ne bir skandal ne de bir entrika engelleyebilir…

“Sırların, entrika ve yalanların ağına yakalanmış iki âşığın tutkulu hikâyesi. Cüretkâr tarihî romanslardan hoşlananlar bu kitaptan kesinlikle keyif alacaklar.”
Booklist

“Aşkın, aldatma, skandal ve gururun üstesinden geldiği; duygusal ve sürükleyici bir romans… Akıllı, çekici ve güçlü karakterlerle kurulmuş, keyifli bir aşk hikâyesi. Brenda Joyce’un yeni kitabı, bütün romans okurlarına büyük zevk verecek.”
RT Book Reviews

Brenda Joyce – The de Warenne Dynasty Serisi 4 – Bir Avuç Aşk


İngilizce Adı: The Prize

Seri: The de Warenne Dynasty Serisi 4

Basım Tarihi: Nisan, 2011

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 624

Çeviri: Nilüfer Altınel

Konusu:

TUTSAK EDİCİ, GÜÇLÜ BİR AŞK İÇİN NASIL BİR DEĞER BİÇERSİNİZ?

“Denizlerin belası” olarak ün salmış Britanya Kraliyet Donanması Kaptanı Devlin O’Neill, babasını vahşice öldüren Kont’tan intikam alma arzusuyla yanıp tutuşmaktadır.

Malını mülkünü elinden aldığı Eastleigh Kontu’nu neredeyse tamamen yıkıma uğratmış olmasına rağmen, son büyük darbeyi indirmek için doğru zamanı kollamaktadır.
Kont’un güzeller güzeli Amerikalı yeğeni ortaya çıkınca gerçek bir intikam fırsatı yakalamış olur.

Virginia Hughes doğup büyüdüğü ve büyük bir sevgiyle bağlı olduğu çiftliği Yaban Gülü’nü borçlarından kurtarmaya kararlıdır. Amcasının, gerekli parayı kendisine
vereceği ümidiyle İngiltere’ye doğru tek başına yola koyulur. Ancak yolun yarısında Devlin O’Neill tarafından kaçırılır. Genç ve güzel Virginia, fidye elde etmek için tehlikeli bir oyuna girişen Devlin’in soğuk ve çıkarcı kalbini de ateşe atmak üzeredir.

“Brenda Joyce destansı karakterleriyle okuyucunun en derin duygularına hitap eden, baştan çıkarıcı öyküler yazıyor ve onu bir okumaya başlayan sürekli daha fazlasını istiyor.”
-Romantic Times Book Reviews

“Brenda Joyce’un romanı ipek gibi akıcı! Güçlü, davetkâr ve duygusal anlatımı çok yoğun!”
-Literary Times

28 Ocak 2020 Salı

Brenda Joyce – The de Warenne Dynasty Serisi 3 – Oyun


İngilizce Adı: The Game

Seri: The de Warenne Dynasty Serisi 3

Basım Tarihi: Ocak, 2017

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 488

Çeviri: Gülce Arman Bayrakçı

Konusu:

Kural tanımaz bir korsan ile soylu ve başına buyruk bir genç kız; aşk, tutku ve ihanet sarmalında bir maceraya yelken açarsa oyunun galibi kim olur?

OYUNCULAR

Manastırdan ayrılan soylu ve haşin Katherine FitzGerald, çok sevdiği İrlanda’ya dönmek için deniz yolculuğuna çıkar. Ne var ki kendini, Denizlerin Efendisi olarak nam salmış meşhur korsanın tutsağı olarak buluverir.

HAMLELER

Korsan kaptan Liam O’Neill, Kraliçe Elizabeth’in gözdesidir. Hem sarayda hem de yatak odasında muhteşem bir oyuncudur ve gizli emellerini gerçekleştirirken inatçı
Katherine’in kalbini kazanmaya da kararlıdır. Ancak şimdi, yürek burkan bir ihanetin üstesinden gelmeye çalışırken ölümcül bir oyunun sonunda zafere ulaşmak için değer verdiği her şeyi tehlikeye atmak zorundadır. Tüm kuralları yıkmak pahasına olsa da.

OYUN

Başladı…

“Okuyucuyu sarsacak, içten bir anlatım.”
Publishers Weekly

“Görkemli Elizabeth Dönemi’nde geçen baş döndürücü bir güç ve tutku hikâyesi. Mutlaka okunmalı!”
Virginia Henley

Brenda Joyce – The de Warenne Dynasty Serisi 2 – Gülün Sözü


İngilizce Adı: Promise of the Rose

Seri: The de Warenne Dynasty Serisi 2

Basım Tarihi: Mayıs, 2016

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 472

Çeviri: Selim Yeniçeri

Konusu:

Düşmana esir düşen güzel bir prenses, tehlikenin ortasında arzu ve sevgiyi bulabilir mi?

İskoçya’nın asi ruhlu prensesi Mary, Norman işgalciler tarafından, kimliği bilinmeksizin kaçırılmıştır. Güzel olduğu kadar inatçı genç kadın, kim olduğunu düşmana açıklamamakta diretmekte, sadakatinden ödün vermemektedir. Güçlü bir Norman lordu onu kollarına aldığındaysa tutkunun ve umudun gücünü keşfedecektir.

Hayatını ülkesine adamış soylu bir savaşçı, mantığına değil, aşka güvenmeyi başarabilir mi?

Savaşlarla katılaşmış, cesur şövalye Stephen de Warenne, fethettiği her şeyi kanının
son damlasına kadar sahiplenip savunmakta kararlıdır. Buna, ruhunun en gizli özlemlerini uyandıran, altın saçlı esiri de dahildir. Genç savaşçı, Norman ve İskoç topraklarını kasıp kavuran çatışmaların ortasında, aşkın ateşinin savaşınkinden çok daha parlak olduğunu anlamaya başlayacaktır.

Yalnız ruhların ve parçalanmış ülkelerin kaderi âşıkların ölümsüz yeminiyle değişebilir mi?

“Kalbinizi esir alacak.”
-Johanna Lindsey-

“Brenda Joyce engelsiz tutkular ve ateşli sahneler yaratmakta rakip tanımıyor.”
-Romantic Times-

Brenda Joyce – The de Warenne Dynasty Serisi 1 – Gönülçelen


İngilizce Adı: The Conqueror

Seri: The de Warenne Dynasty Serisi 1

Basım Tarihi: Mart, 2015

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 400

Çeviri: Selim Yeniçeri

Konusu:

Acımasız bir savaşçı arzularına ne kadar karşı koyabilir?
Bronz teni ve masmavi gözleriyle bir ilahı andıran Amansız Rolfe, Normandiya Kralı William’a hizmetlerinin karşılığında Aelfgar Kalesi’ni almak ve Leydi Alice’le evlenmek üzeredir. Fransa’da cesaretiyle ünlenen savaşçı, İngiltere’deyse bir o kadar nefret odağı olmuştur. Ancak yeni bölgesini ele geçirir geçirmez ilk işi, cazibesi ve canlılığıyla genç adamı vatana ihanetin eşiğine getiren Sakson güzeli
Ceidre’yı ehlileştirmek olacaktır…

Asi bir kadın can düşmanını baştan çıkarmaya nereden başlar?
Gizemli ve baştan çıkarıcı Ceidre, üvey ablası Alice gibi bir leydi değildir; aksine, soylu üvey ağabeylerinin Sakson isyanını destekleyen bir casustur. Yasak arzularını ateşleyen Amansız Rolfe’a boyun eğmeyi reddeden genç kadın, kibirli savaşçının arzu dolu dokunuşlarına karşı koymaya çalışsa da kendini İngiltere’nin, hatta kralların kaderini değiştirebilecek çok tehlikeli ve şehvet dolu bir oyunun içinde bulacaktır…

Savaşın tüm acımasızlığında imkânsız aşklara yer var mıdır?

“Muhteşem bir romans; güçlü, tutkulu ve yoğun duygularla dolu… Karmaşık olay örgüsü, yakıcı şehveti, tarihsel tutarlılığı ve gösterişli, güçlü karakterleriyle Brenda Joyce hayranlarını kesinlikle tatmin edecek.”
-Romantic Times-

Becca Fitzpatrick Kitapları


Becca Fitzpatrick Kitapları



Becca Fitzpatrick – Tehlikeli Yalanlar


İngilizce Adı: Dangerous Lies

Seri: Yok

Basım Tarihi: Mart, 2016

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 384

Çeviri: Sevinç Seyla Tezcan

Konusu:

Tehlikeden korunmak için kurduğunuz yalanlarla örülü hayatta gerçek aşkı bulsaydınız hangisinden vazgeçerdiniz? Hayatınızdan mı, aşkınızdan mı? Stella Gordon’ın hayatı bir yalandan ibaret.

Stella, Nebraska, Thunder Basin’de yaşasa da kendini oraya ait hissetmemektedir. Bir uyuşturucu satıcısının işlediği bir cinayet davasının kilit tanığı olarak, tanık koruma programına alınmıştır. Kasaba halkı ise Stella’nın gerçekte kim olduğunu bilmez. Gerçek kimliğini açıklamak istediği çocuk, Chet Falconer bile… Doğruları söylemenin, güvenli cennetine tehlike getirmekten başka bir sonuç doğurmayacağının farkındadır.

Genç kız her ne kadar dikkat çekmemeye çalışsa da, tehlike hızla yaklaşmaktadır. Suçluların tanıklardan kurtulma yolları vardır ve Stella’nın tek bir hatası, soğukkanlı katilleri kapısına kadar getirecektir.

“Okuyucuları şaşırtacak sonuyla, gerilim maskesi ardına saklanmış, muhteşem bir roman.”
-Publishers Weekly-

“Bir dram, gerilim ve aşk hikâyesi… Hepsi bir arada. Sırların karakterleri nereye sürükleyeceğini öğrenmek için yanıp tutuşacaksınız.”
-School Library Journal-

26 Ocak 2020 Pazar

Becca Fitzpatrick – Siyah Buz


İngilizce Adı: Black Ice

Seri: Yok

Basım Tarihi: Aralık, 2014

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 384

Çeviri: Sevinç Seyla Tezcan

Konusu:

Âşık olmak hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı… Beni ona bakarken yakalayınca hemen gözlerimi kaçırdım. Bakarken yakaladığına inanamıyordum. Ona karşı hissedebileceğim çekim fikrinden nefret ettim.Beni rehin almıştı. Beni isteğim dışında alıkoymuştu. Son iyilikleri bunu değiştiremezdi. Kendime onun gerçekte kim olduğunu hatırlatmalıydım. Ama gerçekte kimdi?

22 Ocak 2020 Çarşamba

Becca Fitzpatrick – Hush, Hush Serisi

Becca Fitzpatrick – Hush, Hush Serisi 4 – Final



İngilizce Adı: Finale

Seri: Hush, Hush Serisi 4

Basım Tarihi: Kasım, 2011

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 416

Çeviri: Sevinç Tezcan Yanar

Konusu:

Hush, Hush serisinin bu nefes kesici Final’inde kader ağlarını örüyor.

Nora ve Patch tüm sorunların geride kaldığını düşünmektedir ve genç kız, kovulmuş meleğe karşı hissettiği sevgiden her zamankinden daha emindir. Kovulmuş melek olsun ya da olmasın hayatının aşkı odur. Kökenleri ve kaderleri, birbirlerine düşman olmalarını gerektirse de Nora, Patch’e sırtını dönmeyecektir fakat ikisi de son bir tehlikeyle yüzleşmek için güçlerini toplamalıdır. Hank ölmüştür ve istemeden de olsa
Nefilim ırkının lideri olan Nora onun başlattığı işi bitirmek zorundadır. Bu da kovulmuş melekleri, yani Patch’i yok etmesi gerekeceği anlamına gelmektedir. Böyle bir şeyin olmasına asla izin vermeyeceğinden, Patch’le birlikte bir plan yapar.
Amaçları savaşı daha başlamadan bitirmektir.

Fakat bazen en iyi hesaplanan planlar bile ters gidebilmektedir. Nora yeni görevine alışmaya çalışırken hiç beklemediği bir şekilde, bağımlılık yapıcı bir güce
kapılmaktan kendini alıkoyamaz.

Savaş hatları çizilirken Nora ve Patch hangi tarafta yer alacaktır? Aralarındaki farklılıklarla yüzleşirken bunları ya görmezden gelecek ya da uğruna savaştıkları
sevginin yok olmasına sebep olacaklardır. Nihayetinde aşkın bile üstesinden gelemeyeceği engeller yok mudur?

Becca Fitzpatrick – Hush, Hush Serisi 3 – Sessizlik


İngilizce Adı: Silence

Seri: Hush, Hush Serisi 3

Basım Tarihi: Ekim, 2011

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 416

Çeviri: Sevinç Tezcan Yanar

Konusu:

Geride sadece sessizlik kaldığında gerçek duyulabilir mi?

Patch ve Nora arasındaki çığlık, yerini sessizliğe bırakmıştır. Patch’in karanlık geçmişindeki sırların üstesinden gelmiş… birbirinden tamamen farklı iki dünya arasında bir köprü kurmuş… ihanet, sadakat ve güven duyguları zorlu sınavlardan
geçmiştir. Ve bütün bunlar, cennet ve dünya arasındaki sınırları aşan bir aşk uğruna göze alınmıştır. Birbirlerine duydukları sarsılmaz güven haricinde hiçbir şeye sahip
olmayan Patch ve Nora, uğruna çaba harcadıkları her şeyi ve aşklarını paramparça edebilecek bir güce karşı umutsuz bir savaşa başlarlar…

“Becca Fitzpatrick’in kaleme aldığı aşk büyüleyici.”
The Book Cellar

“Becca Fitzpatrick harika karakterler yaratmada eşsiz bir yeteneğe sahip. Nora ve Patch’in arasındaki çekim, insanın kalbini yerinden oynatıyor!”
Strph Su Reads

“Unutulmaz karakterler, harika diyaloglar, etkileyici bir espri anlayışı ve karanlık olduğu kadar merak uyandıran bir olay örgüsü. hush, hush serisi, okuyucuyu kendinden geçiriyor.”
Reviewer X

Becca Fitzpatrick – Hush, Hush Serisi 2 – Çığlık


İngilizce Adı: Crescendo

Seri: Hush, Hush Serisi 2

Basım Tarihi: Haziran, 2011

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 408

Çeviri: Sevinç Tezcan Yanar

Konusu:

OKURLARI TUTSAK EDEN BÜYÜK HEYECAN VE KEYİFLE OKUNAN FISILTI 2.KİTABI ÇIĞLIK’LA
KALDIĞI YERDEN DEVAM EDİYOR…

Nora Grey’in hayatı mükemmellikten hâlâ çok uzaktadır. Hayatına kastedilmiş olması hoş bir deneyim olmasa da en azından bu durumun içinden bir koruyucu melek sahibi olarak çıkmıştır. Gizemli, çekici ve muhteşem bir koruyucu melek. Ama Nora’nın hayatındaki yerine rağmen, Patch’in hareketleri kesinlikle meleksi değildir. Hatta her zamankinden daha anlaşılmaz görünmektedir; tabii bu mümkünse.

Hayatındaki gerçeklerin ne olduğunu umutsuzca öğrenmek isteyen Nora, cevaplara ulaşabilmek için kendisini giderek tehlikeli hale gelen durumların içerisine sokar. Ama belki de bazı şeyler olduğu gibi bırakılmalıdır, zira gerçek, güven duyduğu
her şeyi ve herkesi yok edebilir.

“Yılın en ateşli serisi.”
-SUGAR MAGAZINE

“Sürükleyici, heyecan verici bir kitap. Doğaüstü aşk hikâyelerinin hayranlarını kendine tutsak edecek.”
-PUBLISHERS WEEKLY

Becca Fitzpatrick – Hush, Hush Serisi 1 – Fısıltı


İngilizce Adı: Hush, Hush

Seri: Hush, Hush Serisi 1

Basım Tarihi: Kasım, 2010

Yayınevi: Pegasus

Sayfa Sayısı: 416

Çeviri: Sevinç Tezcan Yanar

Konusu:

“Okuyucuyu sarsan tüyler ürpertici bir roman… Nora’nın kötü çocuk Patch’le fırtınalı aşkı okurları kendilerinden geçirecek.”
-Publishers Weekly-

“Vampirlerden ve kurt adamlardan sıkılan gerilim ve aşk romanı hayranları Hush Hush serisini hemen benimseyecekler.”
-Booklist-

“Sıra dışı bir aşk hikâyesi. Okurlar Fısıltı’yı baştan sona yürekleri ağızlarında okuyacak.”
-Falcata Times-

Kovulmuş bir meleğe âşık olmak…

“Bütün sınıf arkadaşlarımın isimlerini biliyordum… Biri hariç. Yeni öğrenci… Arkamdaki sırada, serinkanlı siyah gözleri karşıya sabitlenmiş bir hâlde kaykılmış oturuyordu…

Siyah gözleri beni âdeta delip geçiyordu. Dudaklarının kenarları yukarı doğru kıvrıldı. Kalbim bir an tekler gibi oldu ve o bir anlık duraksamada, kasvetli bir karanlık duygusunun bir gölge gibi üzerime örtüldüğünü hissettim. Bu duygunun
kaybolması sadece bir an sürdü, ama ben hâlâ ona bakıyordum. Gülümsemesi dostça değildi, bela kelimesini heceleyen bir gülümsemeydi. Ve vaat doluydu.”

19 Ocak 2020 Pazar

Ayşegül Çiçekoğlu Kitapları

Ayşegül Çiçekoğlu – Tutkunun Savaşı


Seri: Yok

Basım Tarihi: Mayıs, 2016

Sayfa Sayısı: 480

Yayınevi: Arunas (İkinci baskısı Pika Yayınları)

Konusu:

Bazı aşklar yakıcı…
Bazı aşklar tutkulu…
Bazıları ise daha en başından nefretle doludur.
Bir savaş; hiç bu denli yıkıcı olmamış.
Tutku; ise hiç bu denli yakmamıştı.
Kalbinde aşka yer olmayan bir adam ve özgürlüğü uğruna her şeyi göze alabilen bir kadın.
İki yaralı ruh…
İki deli fırtına…
Ve can yakan bir aşk.

Tutkunun Savaşı; Acıtan bir sevginin, hayatı öğrettiği masalsı bir aşk hikayesi…


Ayşegül Çiçekoğlu – Sevgimin Esareti



Seri: Yok

Basım Tarihi: Nisan, 2018

Sayfa Sayısı: 464

Yayınevi: Müptela

Konusu:

“Bu bir veda değil Demir, sadece hoşça kal.”

Hayat onu en sevdiklerinin yokluğuyla sınadığında, Demir acısının ve öfkesinin ardına gizlenmeyi seçti. Bu kaçış, onu İngiltere kırsalında münzevi bir yaşama esir etti; ta ki rengârenk şemsiyeli ve kırmızı yağmurluklu genç bir kız hayatına girene kadar.

Hazan, kırmızı saçları ve yosun rengi gözleriyle Demir’in kalıplarının dışında, yüzüne hiçbir hüznün gölgesini düşürmeyen, neşeli ve hayat dolu, genç bir kızdı. Babasının ölümünün ardından mecburen sürüklendiği evin tüm kasvetine rağmen yüreğindeki sevince ve umuda gölge düşürmemeyi seçti. Üstelik yaşından beklenmeyecek bir sabır ve umutla kalbine misafir olan sevdaya sahip çıktı.

Sevgimin Esareti, ilmek ilmek dokunan bir aşk hikâyesine davet ediyor sizi. Sayfaları çevirdikçe Hazan ile birlikte büyüyüp, Demir ile engellerin üstesinden geleceksiniz!

Ayşegül Çiçekoğlu - Senden Vazgeçmem


Seri: Yok

Basım Tarihi: Ekim, 2019

Sayfa Sayısı: 296

Yayınevi: Pika

Konusu:

Annesinin soğuk bir İstanbul akşamında kimsesiz çocuklar yurdunun kapısına bıraktığı küçük bir bebek: Nisan.

Ailesiyle çıktıkları bir yolculukta trafik kazası nedeniyle tüm ailesini yitiren küçük bir çocuk: Devrim.

Hayat onları yıllar sonra aynı evde buluşturuyor. Nisan kendine kurduğu yeni hayatta terk edilmişliğini unutmaya çalışırken Devrim geçmişin bıraktığı vicdan azabının izlerini silmeye uğraşıyor. Küçükken başlayan atışmaları, kavgaları, zamanla derin bir bağa evriliyor. Çok farklı ülkelerde yaşamaya başlasalar da aralarındaki kilometrelere aldırmaksızın birbirlerinde buluyorlar mutluluğu. Ta ki…

Ayşegül Çiçekoğlu – Sen Benim Nefesimsin (Sen Benim Serisi 2)


Seri: Sen Benim Serisi 2

Basım Tarihi: Temmuz, 2017

Sayfa Sayısı: 480

Yayınevi: Müptela

Konusu:

Sen Benim Nefesimsin; aşkın, aile olmanın ve fedakarlığın hikayesi.

Güzel bir kadın, yakışıklı bir adam ve sevimli bir çocuk… Bu aile, dışarıdan bakıldığında mutlulukla çerçevelenmiş bir fotoğraf karesini andırıyordu. Oysa Sinan ve Cansu’yu bir arada tutan paylaştıkları büyük sırdı. Ve aşk onları hiç beklemedikleri bir anda yakalayacaktı. Aralarında ansızın filizlenen aşk, paylaştıkları bu büyük sırra rağmen dolu dizgin yaşanabilecek miydi? Hayatta kendilerinden önce düşünmeleri gereken insanlar varken, bu nasıl mümkün olacaktı?

“Kollarımda başını göğsüme yaslamış, sessizce ağlayan kızla öylece dikiliyordum. Kederini anlayabiliyordum. Önce anne babasını, sonra da ablasını kaybetmişti. Üstelik çocuğunun babası da artık hayatta değildi. Kader bu kızın tüm sevdiklerini teker teker elinden almıştı. Oğluyla hayatta yapayalnız kalmıştı ve daha yirmi bir yaşındaydı. Uzun süre ay ışığının altında, yumuşak bir müzik eşliğinde, odanın ortasında birbirimize sarılmış halde dikilmeye devam ettik. Ağlamaları dindiğinde onu tutarak kendimden uzaklaştırdım. Parmaklarımla çenesinin altından tutarak başını yukarıya doğru kaldırdım. Yüzü gözyaşlarından parlamıştı. Artık ağlamıyordu. Usulca ona doğru eğildim. Kulağına doğru fısıldadım. ‘Ağlama, küçüğüm. Artık yanında ben varım.'”

18 Ocak 2020 Cumartesi

Ayşegül Çiçekoğlu – Sen Benim Kaderimsin (Sen Benim Serisi 1)


Seri: Sen Benim Serisi 1

Basım Tarihi: Temmuz, 2017

Sayfa Sayısı: 464

Yayınevi: Müptela

Konusu:

Sen Benim Kaderimsin; saf aşkın, aşkla titreyen birbirine sadık iki kalbin ve bekleyişin hikâyesi…

İnatçı, hırçın ve dikbaşlıydı Zeynep. Bu haliyle dikenleri her zaman hazır bekleyen bir kirpiyi andırıyordu. Selçuk, onu ilk gördüğünde, o daha ufacık bir bebekti. Minik elleriyle parmağını sıkı sıkı tutan ve ona gülümseyen bu bebeği, ilk görüşte sevdi. Onlar didişe didişe büyüdüler, birlikte oynadılar ve sonunda kalplerinde büyüyen sevgiye karşı koyamadılar.

“İçimde bir şeyler kıpırdanmaya başladı. Kalbim deli gibi atıyordu. Bana biraz daha öyle bakmaya devam ederse adımı bile hatırlamam zor olacaktı. İlk defa ona bakarken, çocukluğumda bana eziyet eden çocuğa değil de genç bir erkeğe bakıyormuşum gibi hissettim. Selçuk da gözlerini kırpmadan bana bakmaya devam etti. Bu şekilde ne kadar durabilirdik acaba? Sonra dudakları aralandı ve gözüm dudaklarına kaydı. O dudakların kendi dudaklarımın üstüne kapanması ve beni öpmesi nasıl olur diye düşündüğüme inanamıyordum.”

Selçuk, “Kirpi” lakabı taktığı kıza aşık olduğunu anladığında, uzun ve yorucu bir yolun onu beklediğini biliyordu. Bu inatçı Kirpi’yi ilk gördüğü andan beri seviyordu ve ondan asla vazgeçmeyecekti. Şimdi önemli olan birbirlerinin kaderi olup olamayacaklarıydı.

12 Ocak 2020 Pazar

Ayşegül Çiçekoğlu – Kendi Düşen Ağlamaz


Seri: Yok

Basım Tarihi: Ocak, 2017

Sayfa Sayısı: 360

Yayınevi: Müptela

Konusu:

Şımarık ve güzel prenses Alize ile görgü kurallarından habersiz, kaba saba ama bir o kadar yakışıklı tamirci Serkan’ın aşkına şahit olmaya hazır mısınız?

“Alize yarı açık penceresinden arabasını tamir eden adama bakıyordu. Bu adam tamirciden çok motosiklet kullanan yakışıklı züppelere benziyordu. Kirli atletinin içinde bile kendisini gösteren kasları dikkat çekiciydi. Dağınık siyah saçları, hafif sakallı kemikli yüzü ve bu yüze çok yakışan kemerli burnuyla değme mankene taş çıkartacak kadar yakışıklıydı. En güzel yeri ise kesinlikle mavi gözleriydi.”

Alize’nin boğaz kıyısındaki yalısından İstanbul’un arka sokaklarında yer alan döküntü bir gecekonduya taşınmasının nedeni aşk mı yoksa intikam mı? Ünlü işadamı Nurettin Hıfzızade kızının şirket arabalarını tamir eden adamla evlendiğini öğrenince delirecek mi yoksa görmezden mi gelecek? Mahallenin dilberi Asuman bir zamanlar yüz vermediği Serkan’ın peşine tekrar düşecek mi yoksa uzaktan izlemekle mi yetinecek? Susmayı bilmeyen kaynana Şaziye yalıdan gelen gelinini kabullenecek mi yoksa canından mı bezdirecek?

‘Kendi Düşen Ağlamaz’ sıradışı bir intikam hikayesini tutkulu bir aşkla harmanlayan çarpıcı bir roman.

Ayşegül Çiçekoğlu – İntikam


Seri: Yok

Basım Tarihi: Aralık, 2017

Sayfa Sayısı: 536

Yayınevi: Müptela (ilk olarak Olimpos’tan)

Konusu:

İçinde intikamdan başka bir duygu yeşermeyen, yirmi iki yıl boyunca acısını intikamla sarmış, alacağı intikamın hayaliyle büyümüş, yüzü ve ruhu yaralı bir adam ve intikamın ateş hattında kaldığından habersiz, o yaralı ruha âşık genç bir kız…

Ege ile Aslı…

Ege, ailesinin intikamını almak için son adımı atıp Amerika’dan İstanbul’a geldiğinde, tek amacı hayatını ondan alan baba ve kıza, ona ve ailesine yaşattıklarının bedelini ödetmekti. Hesaba katmadığı şey ise aşkın her zaman o kusursuz sanılan planları alt üst edebileceğiydi.

Yirmi iki yıldır hastalıklı bir hücre gibi tüm benliğini saran, bu uğurda dev bir kasırga gibi önüne gelen her şeyi yıkıp geçen intikam duygusu, aşkın ve sevginin gücüyle eriyebilecek miydi?

Ailesinin ölümüne neden olanları affedebilecek miydi Ege?

Yaralı bir ruhun intikamı mı, yoksa tertemiz bir aşkın kudreti mi daha üstün gelecekti?

“Gitme Aslı, beni bırakma sevgilim, sensiz yaşamak istemiyorum.”

Hâlâ mutfağın ortasında ona sarılmış vaziyette duruyordum. Aşağılık bir adamdım, kendimi düşündüğüm için değer verdiğim bu kadına gözümü kırpmadan yalan söylemiştim. Sonra onu öpmeye başladım, hemen karşılık verdi, beni seviyordu. Şimdi ona yaptığım itiraftan dolayı beni bırakmayacağını biliyordum.

İntikam; içinde intikamdan başka bir duyguya yer olmayan bir kalbin,

Aşk ve sevgiyle yeniden var olma hikâyesidir.

Ayşegül Çiçekoğlu – Gözyaşlarımız


Seri: Yok

Basım Tarihi: Eylül, 2018

Sayfa Sayısı: 456

Yayınevi: Müptela

Konusu:

“Zaman herkese göre farklı geçer. Kimilerine günler hiç geçmez hele ki kavuşmak istediğin biri varsa ya da olmasını beklediğin bir olay… O zaman sanki yerinde çakılı kalır. Benim için de öyleydi. Kavuşmak istediğim iki kişi vardı hayatımda: Biri benim yüzümden toprağın altında yatıyordu. Ona kavuşmam için ölmem gerekiyordu. Diğeri de her gece hasretiyle küçücük giysilerine sarıldığım oğlum Haluk’tu. Onun için hayatta kalmam gerekiyordu. Bense Araf’ta kalmıştım. Ne ölebiliyordum ne de yaşayabiliyordum. Sonsuz bir döngünün ortasında ve zamanın durağanlığında asılı kalmış gibiydim. Gündüzleri güçlü kadını oynarken geceleri bir zavallıydım. Geçmek bilmeyen günleri bir pranga gibi peşimde sürüklüyordum.”

Yakasını bir türlü bırakmayan geçmişiyle baş etmeye ve kendini bulmaya çalışan ünlü bir yazar; Öykü.

Geçmişin derinliklerinden çıkıp gelerek, yaşananların aslında öyle olmadığını anlatan bir büyükanne; Piraye.

Piraye Hanım’ın son nefesinde kendine verdirdiği sözü tutmaya çalışan genç ve başarılı bir avukat; Doruk.

Acılarla geçmiş bir ömrün ve hiç kimselere anlatılmayan sırların günün birinde ortaya çıkmasıyla birleşen hayatlar… Nefret edilen yerde gerçek aşkı bulmanın, küllerinden yeniden doğmanın hikâyesi…

Belki de kalbimizdeki ağlamayı durdurabilecek tek şey gözyaşlarımızdır.

Ayşegül Çiçekoğlu – Bırakma Ellerimi


Seri: Yok 

Basım Tarihi: Ağustos, 2017

Sayfa Sayısı: 528

Yayınevi: Müptela (ilk baskı Olimpos)

Konusu:

“Koltukta oturmuş, biraz önce sevdiğim adamın söylediği kelimeleri doğru anlayıp anlamadığımı düşünüyordum. Karşımda gözünü kırpmadan bana bakıyordu. O gözlerde hiçbir duygu yakalayamadım. Biraz acıma vardı belki ama sevgi hiç yoktu. Bu bir rüya olmalıydı. Evet, biraz sonra uyanacak ve oh çok şükür rüyaymış diyecektim. Çünkü bu, rüyadan başka bir şey olamazdı. Böyle şeyler ancak rüyalarımızda başımıza gelebilirdi. Gerçek hayatta bunun olması mümkün değildi. Üstelik biz daha yeni evliydik. İki yıllık evlilik yeni sayılırdı, değil mi?”

Romanlarda okudukları mutlu sonlara, kendi hikâyesinde yer olmadığını anladıklarında henüz iki yıllık evliydi Toprak ile Elif; Toprak şimdiyse, gitmek istiyordu. Elif’i ardında bırakıp giderken gerçekten mutlu olabilecek miydi, bilmiyordu. Bildiği tek şey, artık Elif ile de mutlu olamadığıydı.

Elif, birlikte büyüdüğü ilk aşkı ile evlenip mutluluğu yakaladığına inanarak yanılmış mıydı? Toprak’ın gitmesiyle ailesini, işini, arkadaşlarını bırakarak hiç bilmediği başka bir şehirde onu unutmaya çalışacaktı. Bırakılan elleri bir başkası tarafından tutulduğunda gerçek aşkı bulacak, hayatına giren yeni Toprak ile ilkinin acılarını silebilecek miydi? Yoksa ilki gibi, o da bir yanılgı mı olacaktı?

Ayşegül Çiçekoğlu – Benim Hayatım


Seri: Yok 

Basım Tarihi: Kasım, 2017

Sayfa Sayısı: 584

Yayınevi: Müptela

Konusu:

Geçmişi, nedenini hatırlayamadığı bir kimsesizlikle şekillenen Ömer, yıllarca uzaklaştırıldığı eve çağırıldığında kendini nikâh masasında bulur. Ama genç adamın ne burada kalmaya ne de çocuk yaştaki karısıyla evliliğe devam etmeye niyeti vardır.

Balım, annesinin ölümünden sonra kendini zorla, hiç tanımadığı bir adamla evlendirilirken bulur. Genç kız, bundan sonra onu kolay bir hayatın beklemediğini biliyordur. Tıpkı onu bu konakta, daha bir günlük evliyken bırakıp giden kocasını kolay kolay affetmeyeceğini bildiği gibi.

Hiç beklemedikleri anda yolları kesişen bu iki yabancı, birbirlerinin hayatına mucizeleri konuk edeceklerinden habersiz, hayatın onlar için planladıklarını yaşayacaklardır. Ömer ve ailesi, Balım’ın hayatlarına dâhil olmasıyla geçmişleriyle yüzleşip yeniden aile olmaya çalışırken, Balım da onlarla bir aile olmayı öğrenecek.

Benim Hayatım, yaşanmamış yılların sevgiyle telafisinin hikâyesi.

“Ömer kapıda dikilen kıza öylece bakakalmıştı, ilk başta onu tanımamıştı bile ama sonra onun Balım olduğunu anladı. Bunun için kızın gözlerine bakması yetmişti. O bal rengi gözler aklından hiç çıkmamıştı. Ama bu kız nasıl o olabilirdi? Yolda görse tanımazdı. Kendine güvenen o duruşu ne zaman kazanmıştı? Üstelik ne zaman bu kadar güzelleşmişti?”

Ayşegül Çiçekoğlu – Affet


Seri: Yok

Basım Tarihi: Eylül, 2016

Sayfa Sayısı: 440

Yayınevi: Müptela

Konusu:

Hiç beklemediğiniz anda önünüzde açılıveren bir kapı, aşkın hayatınız boyunca kaçtığınız acılar ve sevinçlerle döşeli yollarında sizi yürümeye zorlayabilir. O gün geldiğinde yaşayacaklarınıza hazır mısınız?

“Emir, kapının açılma sesine doğru döndüğünde odadan vuran ışığın önünde dikilen Melek’i gördü. Omuzlarına dökülen kırmızı saçları arkadan vuran ışığın altında ateş gibi parlıyordu. Hiçbir şey söylemeden öylece bakakaldı bir süre. Sonunda sadece ‘Uyanmışsın,’ diyebildi. Sanki uyandığını anlamamış gibi…”

Yakışıklı ve huysuz iş adamı Emir Zorlu’nun adı kadar masum asistanı Melek’le aşkın sınırlarını zorlayan hikayesi. Annesi tarafından terk edildiği günden beri kalbini sevgiye kapatan bu huysuz adam, beklemediği anda önüne çıkan bu deli aşkı kabul edip güzeller güzeli Melek’in sakin sularında durulacak mı? Yoksa aşkı görmezden gelip sevdiği kadını bir kenara atarak, önüne geleni ezip geçtiği bir imparatorluk mu kuracak? Affet, çocuk yaşta annesi tarafından terk edilerek dünyaya kalbini kapatan bir adamın beklemediği bir anda önüne çıkan masum bir melek sayesinde sevmeyi ve affetmeyi öğrenişinin hikayesi.

“Affet, güzel bir üslup ve hoş bir bakış açısıyla kağıda dökülmüş tutkulu bir aşk hikayesi. Masumiyeti ve zalimliği bir araya getiren satırları sizi öyle bir etkisi altına alıyor ki kitabın son sayfasına nasıl geldiğinizi anlamıyorsunuz ve bittiğinde kendinize şu soruyu soruyorsunuz: Ben olsam affeder miydim? Evet, affederdim.”
-Rita Hunter, Güz Fırtınası ve Ateş Serisi’nin çoksatan yazarı

11 Ocak 2020 Cumartesi

Arda Erel ve Kitapları


7 Ağustos 1995 tarihinde doğmuştur. 

Yazı yazmaya çok küçük yaşta günlük tutarak başladığını söyleyen Erel, günümüzün sosyal medya fenomenlerinden biridir. Bir arkadaşının tavsiyesi ile Twitter hesabı açarak sosyal medyaya adım atan Arda Erel, gönlünden kopan sözleri en doğal haliyle hesabında paylaşmaya başlamıştır. 

Fakat sözlerini paylaşırken kendi adını vermediğinden, bu sözleri başkaları tarafından izinsiz şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Bu durumdan rahatsız olan genç yazar, sözlerini paylaşırken ismini de belirtmeye başlamıştır. 

Kitapları





Arda Erel - Yüz Yüze (Sarsıntı 2)


Yeni Kitap

Basım Tarihi: Ocak, 2020

Yayınevi: Epsilon Yayınları

Sayfa Sayısı: 240

Türü: Roman

Konusu:

“HER ŞEY SANA AKLIMDA BİR ODA VERMEMLE BAŞLADI.”

Arda Erel ilk psikolojik romanı Sarsıntı’nın ardından devam romanı Yüz Yüze ile gözlerini bu kez topluma çevirirken, görünenle yaşananın ayrımını mahremiyet düzleminde inceliyor. Kitleleri, toplumsal bakış açılarını, ötekileştirilenleri, tarih boyunca değişmeyen ailedeki iktidar zeminini ve toplumun statüsel yaklaşımlarını kadınlar ve erkekler üzerinden sorguluyor.

Aşk, hiçbir zaman ne öylesineymiş ne de boş yere.

Acıysa, ne geçmişteymiş ne de gelecekte.

O halde aşkı acıdan özgürleştirmek için, herkes birbiriyle

yüz yüze gelmeli nihayetinde.

Yüz Yüze, hayattaki düğümlerini çözüp kendi yolculuğuna yürüyenlere dair bir roman.

“DÜNYA KÖTÜ BİR YER AMA SEN BENİM İÇİN İYİ BİR YERSİN.”

ARDA EREL

Arda Erel, ilk romanı Sarsıntı ile okurlarını derin bir aşkın doruklarına çıkarıyor; geçmişin, şimdinin ve geleceğin kusursuz birlikteliğini anlatırken, içsel yolculuklara bir ayna tutuyor.

Arda Erel - Sarsıntı


Basım Tarihi: Ocak, 2019

Yayınevi: Epsilon Yayınları

Sayfa Sayısı: 248

Türü: Roman

Konusu:

“HAKLI OLMAK DEĞİL, MUTLU OLMAK İSTİYORUM.”

Arda Erel, ilk romanı Sarsıntı ile okurlarını derin bir aşkın doruklarına çıkarıyor; geçmişin, şimdinin ve geleceğin kusursuz birlikteliğini anlatırken, içsel yolculuklara bir ayna tutuyor…

“Ben Derin.

Takvime göre 28 yıl önce dünyaya geldim ama sadece anne karnından çıkmakla doğmuyor insan. Hayatta bir acının içinden geçince de doğabiliyorsun, kendi içinde başka bir “sen”le tanıştığında da. Ve belki de en önemlisi, aşk denen mucize kapını çalıp karşına oturduğunda da yeniden doğmuş gibi hissedebiliyorsun. İşte bu yüzden sana anlatmam gereken bir hikâyem var.

Çünkü ben ilk kez âşık oldum ve aşkla yeniden doğmanın bu kadar büyük bir sarsıntı olacağını bilmiyordum.”

“İNSAN EN ÇOK SÖYLEYEMEDİKLERİNDE SAKLANIYOR.”

Arda Erel – Senin İçin


Basım Tarihi: Aralık, 2015

Yayınevi: İnkılap Kitabevi

Sayfa Sayısı: 208

Konusu:

“Söylediklerim kadarını biliyorsun. Bir de hissettirdiklerini bilsen…”

“Hayatımın en kötü döneminde içimden bir ses internette yazmamı söyledi. Belki yalnız olmadığımı görmek istiyordum, belki de başkalarına, ‘Bak Arda da benim
yaşadıklarımı yaşıyor,’ dedirtmek için istiyordum yazmayı.”

İçindeki sese kulak verip yazmaya başlayan Arda Erel’in o günden sonra sosyal medyada takipçi sayısı bir milyona ulaştı. Çırılçıplak aktardığı hisleri samimiyetinin de etkisiyle binlerce yüreğe dokundu. Başına gelen her kötü şeyin daha iyisi için zemin oluşturduğunu düşünen Arda, Senin İçin bu kitabı yazdı.

Elinde tuttuğun bu kitabı nereye koyduğunu unutma, çünkü ne zaman kendini kötü
hissetsen o sana omuz olacak.

Arda Erel – Kendine İyi Bak


Basım Tarihi: Ocak, 2018

Yayınevi: İnkılap Kitabevi

Sayfa Sayısı: 223

Konusu:

Bir şeyler yolunda gitmediğinde, sen kendi yolunda gitmiyorsun demektir. Hayat sana armağan edilmişken, sen o armağanı yaşayamıyorsun demektir.

Toplum, ailen, arkadaşların ya da sevgilin… Kendini birilerinin dediklerine göre şekillendirdikçe, kendinden uzaklaştığının farkında mısın? Benliğinden, isteklerinden, arzularından kopuyorsun. Başka bir sen yaratıyorlar, sen de “o” oluyorsun. Özüne in. Kendine koş. O zaman sen de düzelirsin, gittiğin yol da.

Kendine iyi bak…

Arda Erel – Arayış


Basım Tarihi: Şubat, 2017

Yayınevi: İnkılap Kitabevi

Sayfa Sayısı: 216

Konusu:

Bu hayata bir kere geliyoruz ve gelmemizin amacı bir arayıştır bana göre. Bak etrafına. Huzur arayışında biri, diğeri para arayışında, başka biri aşk, ötekisi sağlık…
Ben bu arayışıma çocukken başladım. İlk önce dışarıda aradım, sonra döndüm içime,
kalbimde aradım. Yolculuk yaptım insanların hayatlarında.
Koştum hayattan hayata. Ama en önemlisi, içine dönmekmiş. En son da içime yaptığım
yolculukla birleştirdim tüm parçaları…
Ve aradığımı buldum sonunda… Sonra istedim ki, bu arayışım bir kitap olsun ve ulaşsın binlerce kalbe…
Hayat yolculuğunda kalbine misafir olmayı çok isterim…