16 Temmuz 2018 Pazartesi

Amy A. Bartol – The Premonition (Öngörü) Serisi


The Premonition (Öngörü) Serisi






Seri beş kitaptan oluşmaktadır.

Amy A. Bartol – The Premonition (Öngörü) Serisi 5 – Kefaret


İngilizce Adı: Iniquity

Seri: The Premonition (Öngörü) Serisi 5

Basım Tarihi: Eylül, 2017

Yayınevi: Yabancı

Sayfa Sayısı: 344

Çeviri: Merve Özcan

Konusu:

“Vücudum güneşe doğru bükülen bir çiçek misali gönülsüzce ona yaslanınca iç çektim verdiği zevkle... Beni kendisine sımsıkı bastırdı. Boynumun kokusunu içine çekti. Kalp atışlarımın kükreyip hızlanmasını hissettim. Oyuncağıydım onun; enerjisi içimde dolaşıyordu. Sırtımdaki görünmez anahtarı çevirdi ve zevk, içimde kaynayıp çark gibi döndü. Tık... Tık... Tık…”

Evie, Reed ve arkadaşları, bir yanda Brennus’un diğer yanda Tau ve Xavier’ın ordularından gizlenmekteydi. Ancak çok kadim ve kötücül bir ruhun uzun zamandır Evie ile karşılaşacağı ânı beklediğinden habersizlerdi. Evie’nin unutulmuş anılarından gelen bu eski düşman, hem Evie’nin karanlık geçmişinin kapılarını ardına kadar açacak hem de cennet ve Sheol arasındaki en büyük savaşı başlatacaktı.

15 Temmuz 2018 Pazar

Amy A. Bartol – The Premonition (Öngörü) Serisi 4 – Keder


İngilizce Adı: Incendiary

Seri: The Premonition (Öngörü) Serisi 4

Basım Tarihi: Kasım, 2016

Yayınevi: Yabancı

Sayfa Sayısı: 544

Çeviri: Merve Özcan

Konusu:

İrlanda kıyısını ilk kez gördüm. Sarp kayalıklar dehşet içinde titrememe neden oldu. Uzun zaman önce, nasıl kimse fark etmeden Gancanaghların burayı evleri yaptığını aklım almıyordu. Soğuk, yosun kaplı yapı Gancanaghlar diye bağırıyordu bangır bangır. Yere düşen taşların arasındaki gölgelere baktığımda ölümsüz peri hatlarının kayayı tutmuş olduğunu ve gemimizin yanlarına gelmesini beklediğini hayal ettim.

Yüzümü gökyüzüne kaldırdım ve yağmurun beni yıkamasına izin verdim. Korkudan alnımda biriken soğuk teri götürmüştü.

Evie, Reed ve arkadaşları Gancanaghlardan kaçıp Zephyr’in adasına gitmişlerdi. Ancak Brennus onları bulmayı başarmış, Evie’yi yeniden elde edebilmek için planlar kurmaya başlamıştı. Evie artık Brennus’un ne kadar ileri gidebileceğini bildiğinden korkuyla gelecekleri ânı beklemekteydi. Evie’nin bilmediği şey ise Serafim olan babası Tau’nun onu aradığıydı.

Peki ama Evie hem Russell ile olan geçmişlerinin sırrını çözüp hem de kendisini koruyabilecek miydi?

Amy A. Bartol – The Premonition (Öngörü) Serisi 3 – Minnettar


İngilizce Adı: Indebted

Seri: The Premonition (Öngörü) Serisi 3

Basım Tarihi: Mart, 2016

Yayınevi: Yabancı

Sayfa Sayısı: 464

Çeviri: Merve Özcan

Konusu:

2012 UTOPYA CON ÖDÜLÜ

Öngörü serisinde heyecan giderek artıyor. Serinin üçüncü kitabında, Evie’nin kâbusları yavaş yavaş gerçekleşiyor, çevresindeki tehlike çemberi giderek daralıyor…

Evie gerçekten yalnız kaldığında bir anlığına keder içinde başını öne eğdi. Söylendiği gibi idamına doğru gidiyormuş gibi hissediyordu. İlerlemeye devam ettiğinde taştan bir duvarın üzerinden atlayıp beyaz kır havuçlarıyla bezenmiş bir tarladan geçti. Kâbuslarında gördüğü yel değirmenlerini geçerken kollarındaki tüyler diken diken olmuştu. Fakat tarla, öngörüsündeki sıcağın aksine hoş kokuyordu. Tepeden aşağı, orada olduğunu bildiği kireç badanalı evin ilerisine baktı. Kilise, ahşap duvarlarıyla göğe uzanan kuleleri yüzünden karanlık ve kasvetli görünüyordu. Çatının üstüne gizemli kara bulutlar toplanmıştı, sanki cennet ona yolu gösteriyordu.

Kâbuslarla gerçeklerin giderek birbirine karıştığı bu dünya da Evie gerçekten yolunu bulabilecek miydi?

Amy A. Bartol – The Premonition (Öngörü) Serisi 2 – Sezgi


İngilizce Adı: Intuition

Seri: The Premonition (Öngörü) Serisi 2

Basım Tarihi: Ağustos, 2015

Yayınevi: Yabancı

Sayfa Sayısı: 520

Çeviri: Merve Özcan

Konusu:

2012 UTOPYA CON ÖDÜLÜ alan genç edebiyatı serisinde, macera kaldığı yerden devam ediyor.

Sürgünlerin dünyasında kâbuslar gerçek oluyor, karanlık gelecek daha da kaçınılmaz hale geliyor...

Evie onu görmemek için gözlerini açmadı ama onun kokusu yine de burnuna doluyordu. Soluduğu havayı yoğunlaştırıyor, Evie’yi kokusuyla… aromasıyla boğuyordu. Titredi. Direnmeliydi. Eğer yeterince güçlü olamazsa, hastalığı şimdi bile ona bulaşmış olan bu avcıyla aynı kadere sürgün edilecekti. Ama artık Evie, ona açtı ve o bunu biliyordu; kendisini kemiren acıyı sonlandırma ihtiyacına güveniyordu. Teslimiyetinin nasıl da tadını çıkarırdı. Evie şimdilik hayattaydı ama aksi için yalvarması ne kadar sürecekti?

Amy A. Bartol – The Premonition (Öngörü) Serisi 1 – Kaçınılmaz


İngilizce Adı: Inescapable

Seri: The Premonition (Öngörü) Serisi 1

Basım Tarihi: Mart, 2015

Yayınevi: Yabancı

Sayfa Sayısı: 432

Çeviri: Merve Özcan

Konusu:

Evie Claremont üniversiteye başladığında, gördüğü kâbusların biteceğini ummuştu. Ama bitmemişlerdi...

En garip durumlarda bile mantıklı bir açıklama bulmaya çalışan Evie’nin hayatında, ikinci sınıf öğrencisi Reed Wellington’la tanıştıktan sonra akla mantığa sığmayacak şeyler olmaya başlamıştı. Reed’e karşı hissettiği anlamsız çekim de işleri iyice karıştırıyordu. Çünkü Reed, Evie’ye hayatta başına gelip gelebilecek en korkunç şeymiş gibi davranıyordu. Yine de ne zaman ihtiyacı olsa, hayatını kurtarmak için Reed oradaydı…

Reed’in sakladığı sır neydi? Evie’nin şüpheleri doğru muydu? Peki, rüyalarında gördüğü o karanlık gelecek kaçınılmaz mıydı?

Lidya Nasman - Aklı Üç Karış Havada


Basım Tarihi: Mayıs, 2018

Yayınevi: Siyah Kuğu Yayınları

Sayfa Sayısı: 384

Konusu:

“Farklı seçimler farklı kaderler yazar.”

“Başkasında açtığımız yaralarla kendimizi iyileştirecek kadar acımasız ve bencildik aslında...”

Yaklaş biraz. Sana üç kadının hikâyesini anlatacağım. Biri olmadan diğerleri var olamayacak kadar yakın ve biri varken diğerlerini yaşatmayacak kadar uzak üç kadının hikâyesi bu. Ben anlattıkça sen onları sorgulayacaksın. Bazen çok kızacaksın yine de kendinden bir şeyler de bulacaksın. 

Şimdi düşün! 
Ne için savaşıyorsun hayatta?
Kaderine razı olanların tarafında mısın, yoksa olmak istediğin kişiyi var etmek için sınırları zorlayanların tarafında mı?
Ünlü olmak için neleri feda ederdin?
Aklınla mı alıyorsun kararlarını, yoksa vicdanınla mı?
Hiç yetim bir çocuğun gözlerinin içine baktın mı?
Korkularının üzerine mi gittin, yoksa onlardan kaçtın mı?
Peki, Tanrı’yı bir kez olsun sorguladın mı? 
Kendini bulmak için ne kadar uzaklara gitmen gerekir?
Afrika ülkelerinde insanlar aç olmasına rağmen neden mutludur, hiç merak ettin mi? 
Tüm hayatını geçmişini unutmaya adamak nasıl bir savaştır biliyor musun?
Aldatıldığını öğrensen terk etmeyi mi cesaret sayardın, yoksa kalmayı mı? 
Karar ver. Sen hayatın neresindesin ve ne kadar ileri gidebilirsin?

Hep koşma, arada biraz soluklan. Hayatın akışını hisset. Bırak aklın üç karış havada olsun, beş karışa gerek yok; çünkü o üç karış bile tahmininden çok cesaret ister.


Yorumum: 

Baştan sona bir an bile sıkılmadan, sayfaları birbiri ardına vaktim elverdikçe ekleyerek okuduğum bir kitabın yorumuyla geldim. Bir sonraki sayfayı o kadar merak ettim ki sabah kimse uyanmadan kalkıp gece herkes uyuyunca biraz daha okuyayım diye çabaladım. Ve sonda yazacağıma başta tavsiye kitap demeyi ihmal etmeyeyim ki araya kaynamasın. Yorumlarımı okuyanlar bu etiketi her zaman ve boş yere kullanmam bilirler.

Kurgu son derece güzel ve başarılı. Sonu hiç tahmin edemeyeceğim bir son. Ve konu tüm kitap boyunca bilmesem de her zaman aklıma takılan ve ilgimi çeken, bu konuda çekilen dizileri bölüm kaçırmadan tekrarlarla seyrettiğim bir konu. Spoiler vermemek adına bundan fazlasını yazmıyorum. 
Kitaba başladım ve ilk 30-40 sayfadan sonra yazarın ilk sayfadaki mini biyografisine göz attım. Psikoloji mezunu olduğunu görünce kitaptaki karakterlerin kurgunun nasıl bu kadar yerinde doğru tespitlerle yer aldığını anlamış oldum. 

Konuya gelince üç kadının hikayesini anlatıyor. Sude ünlü bir şarkıcı nasıl zor yollardan üne kavuştuğunu ve Mithat'la ilişkisini okuyoruz. Miraç ünlü bir psikolog. Miraç'la ilgili de yazacak çok şey var ama fazla ipucu vermek istemiyorum. Asya ise zengin bir evin şımarık kızı. Şımarık belki biraz ağır kaçacak ama el bebek gül bebek büyümüş, kendi bildiği doğruları arkadaşlarına da dayatmaya çalışan aslında biraz da dost acı söyler sözünü doğrulatan biri. Buradan sonra konu hakkında pek bir şey yazmak istemiyorum. Bu kitabı okuyacaklar adım adım her sayfada kendi keşif yolculuklarına çıkmalılar. Bu üç kadının ortak noktası nedir? derseniz de okumanız gerekiyor. 

Ben çok beğendim.  İyi ki okumuşum dediğim bir kitap oldu. Ve yazarın bundan sonraki kitaplarını dört gözle bekliyor olacağım. 

💕Bir insana istediğiniz her şeyi yaptırabilmek için ya cahilliğinden yararlanacaktınız ya da çaresizliğinden.

💕Ama acı hep vardır aslında ve hiç azalmaz, sadece şekil değiştirir. Biz büyüdükçe acılarımızı da beraberimizde büyütüp mutluluklarımızı küçültürüz.

💕Keşfedecek bu kadar çok şey varken hayat üzülmek ve kaygılanmak için çok kısaydı.

13 Temmuz 2018 Cuma

Marissa Meyer Kitapları



Marissa Meyer – Kalpsiz


İngilizce Adı: Heartless

Seri: Yok

Basım Tarihi: Mayıs, 2017

Yayınevi: Artemis

Sayfa Sayısı: 542

Çeviri: Deniz Evliyagil

Konusu:

Harikalar Diyarı'nda dehşet saçmasından -ve kötü namlı Kupa Kraliçesi olmadan- önce, yalnızca âşık olmak isteyen bir genç kızdı.

Müzmin bekâr Kupa Kralı'nın gözdesi ve Harikalar Diyarı'nın en çok arzulanan genç kızlarından biri olsa da Catherine'in bambaşka bir tutkusu vardı. Tatlılar! Yetenekli bir pastacı olarak tek isteği, en iyi arkadaşı Mary Ann'le birlikte bir pastane açmaktı. Ama annesine kalırsa, yakın gelecekte kraliçe olacak genç bir kadın için böyle bir hayal çok yersizdi.

Derken Cath, yakışıklı ve gizemli kraliyet soytarısı Jest'le tanıştı. İlk kez gerçek aşkın çekimine kapıldığını hissetti. Kral'a karşı gelmek ve ailesini kızdırmak pahasına, Jest'le aralarında başlayan yoğun ve gizli flörte kendini bıraktı. Cath, kendi kaderini yazmaya ve aşkı kendi kurallarıyla yaşamaya kararlıydı. Ancak büyü, delilik ve canavarlarla dolu bir diyarda, kaderin başka planları vardı.

New York Times çoksatarı yazar Marissa Meyer, "Ay Günlükleri"nden sonraki ilk bağımsız romanında, okuru bu kez, Alice Harikalar Diyarında efsanesinin öncesine götürerek büyülüyor.

10 Temmuz 2018 Salı

J. M. Darhower - Monster in His Eyes Serisi 2 - Ruhumdaki Canavar


İngilizce Adı: Torture to Her Soul

Seri: Monster in His Eyes Serisi 2

Basım Tarihi: Kasım, 2015

Yayınevi: Yabancı

Sayfa Sayısı: 480

Çeviri: Arzu Altınanıt

Konusu: 

Ben iyi bir adam değilim. Değilim işte. Biliyorum. İçimde, dünyada en ufak ışık zerresi bile bırakmayacak kadar karanlık var. Ama zarar veremeyeceğim biri var, söndürmeye cesaret edemediğim tek bir ışık… Karissa. Benim bir canavar olduğumu düşünüyor ve belki de öyleyim. Onu her dokunuşumla ürkütüyor, ruhuna işkence ediyorum. Ama ben tek değilim. Dünya canavarlarla dolu ve en tehlikelileri ben değilim. Onların yanına bile yaklaşmıyorum. Tanrı bana yardım etsin ki onu seviyorum. Seviyorum işte. Ve Tanrı, onu benden almaya çalışan herkese de yardım etsin.


Yorumum:

Ruhumdaki Canavar kitabını ikinci kez okudum. Sebebi üçüncü kitap çıktığında ilk ikisini genel olarak hatırlıyor ama detayları çok net hatırlamıyordum. 

Bu kitaplar için yorumları okuyunca sevmeyenler sevenler diye iki grubu fark ediyorsunuz. Ben seven ama neden sevdiğini bilmeyenlerden ya da bu konuda çok derin düşünmeyenlerdenim. 

Belki çok karmaşık bir anlatımının olmaması kurguyu değişik bir şey yapayım da okuyucu ters köşe olsun filan çabaları olmaması yazarın kitabı severek okumama etken oldu. Ayrıca çevirinin de katkısı var ki Arzu Altınanıt 💕💕💕 çevirilerini onun hesabını takip ederek almama sebeptir. İlk hangi kitap çevirisini okudum hatırlamıyorum ama bu ismi görünce kitap aldığım doğrudur. 

Konuyu ya da birinci kitapta olanları filan anlatıp bu seriyi okumayanlara spoiler vermeyeceğim. Ama karakterlerine biraz değinebilirim. Ignazio Vitale kendisinin de kabul ettiği gibi kötü adam ve cinayet işlemeyi seviyor -çünkü yıllar önce bir olayla duygularını yitirmiş ve bu olay esnasında yaşadığını hissediyor- uyarıyor Karissa'yı ben kötüyüm diye Karissa yine de aşık oluyor ona. Durumlar biraz karışık Karissa cephesinde. Orayı okuyacak olanlara bırakıyorum. 

Nasıl tanıştılar Ignazio neden Karissa'nın peşinde, neler olmuş okuyan bilir. Kitabın sevdiğim yerlerinden biri olan Ignazio'nun babasıyla konuştuğu kısımdan bir alıntı bırakarak çekiliyorum.

"İnsanlar hata yaparlar. Bazen hoşuna gitmeyen, senin yapmayacağın şeyler yaparlar. Ama bu onlardan vazgeçmen, o insanları hayatından çıkarman gerekiyor anlamına gelmez. Çünkü nefes aldığı sürece herkes için hala bir umut vardır."

J. M. Darhower - Monster in His Eyes Serisi 1 - Gözlerindeki Canavar


İngilizce Adı: Monster in His Eyes

Seri: Monster in His Eyes Serisi 1

Basım Tarihi: Şubat, 2015

Yayınevi: Yabancı

Sayfa Sayısı: 448

Çeviri: Arzu Altınanıt

Konusu:

Kırmızı Başlıklı Kız, Koca Kötü Kurt'a âşık olursa… 

Ignazio Vitale iyi bir adam değildi. Onu ilk gördüğümde tehlikeyi sezmiştim. Karanlık ve öldürücü… Büyüleyici ve ürkütücü... İstediğim her şey ve ihtiyacım olan son şey... 

Saplantı…


Beni ağına düşürmesi, yatağa atması ve hayatına dahil etmesi çok uzun sürmedi. Onun sırları vardı, hayal bile edemeyeceğim sırlar… Gözlerindeki karanlık, ürkütücü ve heyecan vericiydi. O, yakışıklı prens maskesi ardına gizlenmiş bir canavardı ve maskesini çıkardığında her şey değişmişti. Ondan nefret etmek istiyordum. Bazen ediyordum da... Ama bu onu sevmeme engel olmuyordu.


Yorumum:

Kitabı bitireli birkaç gün oldu. Böyle bir kitabın yorumu nasıl yapılır biraz düşündüm doğrusu. Öncelikle başka bloglarda yapılan yorumları okudum. Genelde yorumları kitabı okuduktan, kitap üzerine biraz düşündükten sonra okurum ki ön yargılı davranmayayım. Hiçbir zaman bir nefeste okudum, çoookkk güzeldi, harikaydı tarzında yapılan yorumlara güvenmem. Nedenini sormayın, İşte öyle :)

Bir yorum yapmak için bu kadar giriş cümlesine ne gerek var diyebilir okuyanlar. Sadece düşüncelerimi aktardım. Zaten kitapta öyle bir nefeste okunacak kadar sürükleyici değildi. Sadece yorumlarda Grinin Elli Tonu tarzı kitaplar çok çoğaldı. Yasaklanması gerek, gibi cümleler okuyunca ne varmış bu kitapta diye merak ediyor insan. Ben kitabı ilk çıktığı zaman kapağı ve adı ilgimi çektiği için merak etmiştim.

Neyse aldım, okudum. Yorumum; bir kere Grinin Elli Tonu'na benzediğini düşünmüyorum. O kitap fazla aşırı bulduğum, okuduktan sonra kitaplığımda tutmadığım kitaplardan biri. Orada olanlar sanki doğalmış gibi bir tarzla yazılmıştı. Gözlerindeki Canavar'da yanlış giden bir şeylerin farkındasınız okurken. Yasaklanması gerek kısmına gelince. Yasaklar merakı artırır diye düşünüyorum. Okunsun ama okurken insan mantığını kullanabilmeli. Zaten kitaptaki kadın karakterin annesi yıllarca baskı altında tutmuş onu ve yaşadıklarını bu yüzden sorgulayamıyor bile. Yaşıyor çünkü o yaşa kadar kapalı tutulmuş. Anne baskısı (sevgi ve sürekli uyarıyla).

İyi karakter yok kitapta (bana göre). Sevdim ya da sevmedim diye bir şey düşünemedim. Sadece ikincisi çıkınca onu da okuyacağım. Merak ettiğim ikincisi son zamanlarda moda olan şekilde erkek karakterin dilinden mi olacak yoksa kadın karakter devam mı edecek anlatmaya.

Konusunu anlatmak yorumda bana göre değil, o yüzden anlatmıyorum. 

Not: Özen gösterilmiş, kaliteli basılmış kitapları seviyorum. Bu da öyleydi. Kapağı, ayracı, içi ve içinde baskı, imla hatası (en azından benim gördüğüm kadarıyla) yoktu. 

Küçük bir alıntı (romantik kişiliğim bu kitapta da kendini gösterdi ve alıntı yapacak bir yer buldu):

"Nereye gitmek istersin?"
"Neresi olursa."
"Bu bir cevap değil."
"Seninle birlikte neresi olursa."

(Tabii bir anne olarak buraya az tanıdığımız kişilerle her yere gidilmez, hatta hiçbir yere gidilmez notu düşüyorum. Kitap bu okumak için:)

Not: Bu ilk okuduğumda yaptığım yorum. 

Marissa Meyer – The Lunar Chronicles (Ay Günlükleri) Serisi


The Lunar Chronicles (Ay Günlükleri) Serisi







Bitmiş bir seridir.

Marissa Meyer – The Lunar Chronicles (Ay Günlükleri) Serisi 4,5 – Uzak Yıldızlar


İngilizce Adı: Stars Above

Seri: The Lunar Chronicles (Ay Günlükleri) Serisi 4,5

Basım Tarihi: Kasım, 2016

Yayınevi: Artemis

Sayfa Sayısı: 375

Çeviri: Elif Nihan Akbaş

Konusu:

ONLAR FARKLI MASALLARIN KAHRAMANIYDI. AYNI YILDIZLARIN ALTINDA BENZER BİR GELECEĞİN DÜŞÜNÜ KURDULAR.

Ay Günlükleri evreninde pek çok muhteşem, şiddet dolu ve romantik hikâye gizli. Ve tabii sırlar da. Cinder, Yeni Pekin’e nasıl geldi? Kraliçe’nin askeri Wolf, nasıl oldu da genç bir adamdan bir katile dönüştü? Prenses Winter ve saray muhafızı Jacin, onları bekleyen geleceği ilk ne zaman fark etti?

Beşi daha önce hiç yayınlanmamış dokuz hikâye ve Alice Harikalar Diyarında’nın Kupa Kraliçesi’ni konu alan bir sonraki Marissa Meyer romanı Kalpsiz’den, yine daha önce hiç yayınlanmamış bölümler içeren Uzak Yıldızlar, çok satan ve bununla da kalmayarak çok sevilen “Ay Günlükleri” serisinin okurları için vazgeçilmez bir kitap.

9 Temmuz 2018 Pazartesi

Marissa Meyer – The Lunar Chronicles (Ay Günlükleri) Serisi 4 – Winter


İngilizce Adı: Winter

Seri: The Lunar Chronicles (Ay Günlükleri) Serisi 4

Basım Tarihi: Nisan, 2016

Yayınevi: Artemis

Sayfa Sayısı: 800

Çeviri: Beril Tüccarcıbaşı Uğur

Konusu:

Bu masallarda mutlu sonu kadınlar yazacak!

Ay halkı, yüzündeki yara izlerine aldırmadan zarafeti ve nezaketiyle hepsini büyüleyen Prenses Winter’a hayrandı. Herkes, genç Prenses’in, üvey annesi Kraliçe Levana’dan çok daha nefes kesici bir güzelliği olduğunu düşünüyordu.
Winter, üvey annesinden pek hoşlanmıyordu. Eh, bunda Levana’nın, genç ve güzel Prenses’in çocukluk arkadaşı ve yakışıklı saray muhafızı Jacin’e duyduğu hisleri onaylamamasının da etkisi vardı tabii. Ancak Winter, Levana’nın sandığı kadar zayıf biri değildi ve yıllardır üvey annesinin isteklerini görmezden gelmeyi başarmıştı.

Winter, sayborg mekanik ustası Cinder ve arkadaşlarıyla birlikte belki de büyük bir devrim başlatacak ve uzun süredir gizliden gizliye süren bir savaşı nihayete erdirecekti.

Cinder, Scarlet, Cress ve Winter; Kraliçe Levana’yı alt edip kendi mutlu sonlarını yazabilecek mi?

“Ay Günlüğü” serisi sona erdi. Artık hiçbir masalda böyle bir tat bulamayacaksınız. Kendi masalınızı yaşasanız bile.

Marissa Meyer – The Lunar Chronicles (Ay Günlükleri) Serisi 3,5 – Levana



İngilizce Adı: Fairest

Seri: The Lunar Chronicles (Ay Günlükleri) Serisi 3,5

Basım Tarihi: Şubat, 2016

Yayınevi: Artemis

Sayfa Sayısı: 216

Çeviri: Beril Tüccarcıbaşı Uğur

Konusu:

AYNA, AYNA, SÖYLE BANA BENDEN GÜZELİ VAR MI DÜNYA’DA? YA DA AY’DA...

İki gezegen arasında aşklarını ne kadar sürdürebilirlerdi ki? Daha doğrusu, bir gezegen ve Ay arasında. Ya da her neyse.

Saf kötülüğün bir adı var. Aldatıcı maskelerin ardında gizleniyor ve gücü eline geçirmek için “büyü”sünü kullanıyor. Peki ama Kraliçe Levana kim? Yolu Cinder, Scarlet ve Cress’le kesişmeden yıllar önce, Levana’nın çok farklı bir hikâyesi vardı. Daha önce hiç anlatılmamış bir hikâye... Şimdiye kadar.

New York Times çoksatarı yazar Marissa Meyer, Levana’da büyüleyici kötü karakterinin geçmişini anlatıyor. Aşk ve savaş, ihanet ve ölüm üzerine unutulmaz bir hikâye. Üstelik “Ay Günlüğü” serisinin heyecan dolu final kitabı Winter’ın giriş bölümleri de sizi bekliyor.

Marissa Meyer – The Lunar Chronicles (Ay Günlükleri) Serisi 3 – Cress


İngilizce Adı: Cress

Seri: The Lunar Chronicles (Ay Günlükleri) Serisi 3

Basım Tarihi: 2015

Yayınevi: Artemis

Sayfa Sayısı: 560

Çeviri: Beril Tüccarcıbaşı Uğur

Konusu:

Daha ufacık bir kız çocuğuyken, cadı onu ne kapısı ne de merdiveni olan bir uzay uydusuna hapsetti.
Gelecekte bile,
KULEYE HAPSEDİLEN GENÇ KIZLAR VAR...

Cress, Cinder’ı Kraliçe Levana’nın hain planlarından haberdar etmek için her şeyi göze almıştı. Ancak ufak bir sorunu vardı. Çocukluğundan beri, hapsedildiği bir uyduda yaşıyordu ve ona eşlik eden tek şey internet bağlantılı ekranlardı. Elinde yalnızca bu ekranlar olunca, Cress’in de efsanevi bir hackera dönüşmesi kaçınılmazdı.

Bütün Dünya; Cinder, Kaptan Thorne, Scarlet ve Wolf’un peşindeydi. Onlar ise Levana’nın planlarını altüst etmek için Cress’i esir tutulduğu uydudan kurtarmaya ant içmişti. Ancak bir şeyler ters gitti ve ekip üyeleri uzayın ortasında birbirlerini kaybetti. Kraliçe Levana ise hiçbir şeyin İmparator Kai ile düğününü engellemesine izin vermemeye, dolayısıyla Cinder’ın peşini bırakmamaya kararlıydı.

Cress, Scarlet ve Cinder, Dünya’yı kurtarmaya gönüllü olmamıştı.

6 Temmuz 2018 Cuma

Marissa Meyer – The Lunar Chronicles (Ay Günlükleri) Serisi 2 – Scarlet


İngilizce Adı: Scarlet

Seri: The Lunar Chronicles (Ay Günlükleri) Serisi 2

Basım Tarihi: Ocak, 2015

Yayınevi: Artemis

Sayfa Sayısı: 272

Çeviri: Deniz Arı

Konusu:

DÜNYA YOK OLMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYAYKEN, KÜLKEDİSİ İle KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ’IN YOLLARI KESİŞECEK…

Mekanik ustası sayborg Cinder hapishaneden kaçma planları yapıyor ancak bunu başarabilse bile dış dünyanın tehlikelerine karşı kendini nasıl koruyacak?

Dünya’nın diğer ucunda, Scarlet Benoit’nın büyükannesi günlerdir kayıp. Scarlet büyükannesini bulmasına yardımcı olabilecek bir sokak savaşçısı olan Wolf’la tanıştığında, başta bu yabancıya güvenmekte tereddüt ediyor. Ne de olsa sokaklar ‘kurt’larla dolu!

Yolları kesişen Scarlet, Wolf ve Cinder birlikte esrarengiz bir maceraya atılırken onları bekleyen yeni bir gizemden habersizler. Şimdi üç masal kahramanı da Ay Ülkesi kraliçesinin hep bir adım önünde olmak zorunda. Çünkü kötü kalpli kraliçe, yakışıklı prensi kendi kralı ve esiri yapmak için elinden geleni ardına koymayacak.

Cinder Hakkında:

“Sayborglar arasında bir beyaz atlı prens.”
-The Wall Street Journal

Marissa Meyer, Washington’ın Tacoma kasabasında doğup büyüdü. Henüz küçük bir çocukken kitaplara âşık olan Marissa, ergenlik yıllarından beri gençlik edebiyatı üzerine çalışıyor. Peri masallarına da büyük bir sevgi besleyen Marissa, gençlik günlerinden beri bu masalları yeniden kurguluyor ve bu tutkusundan da vazgeçecek gibi görünmüyor.

Marissa Meyer – The Lunar Chronicles (Ay Günlükleri) Serisi 1 – Cinder


İngilizce Adı: Cinder

Seri: The Lunar Chronicles (Ay Günlükleri) Serisi 1

Basım Tarihi: Ocak, 2015

Yayınevi: Artemis

Sayfa Sayısı: 312

Çeviri: Deniz Arı

Konusu:

Gelecekte bile, hikâye “bir varmış bir yokmuş” diye başlıyor…

İnsanlarla androidlerin yan yana dolaştığı Yeni Pekin’e hoş geldiniz.

Her ne kadar birlikte yaşamayı başarsalar da türlerin dostluğu sanıldığı kadar kolay değil.

Ölümcül bir veba insan nüfusunu tehdit ediyor. Ay İnsanları, Dünya’yı uzaydan izleyerek doğru zamanı kolluyor. Kimse Dünya’nın kaderinin tek bir kıza bağlı olduğunun farkında bile değil…

Becerikli bir mekanik ustası olan Cinder, herkesten saklasa da aslında bir sayborg. Üvey annesinin hakaretleri yetmezmiş gibi şimdi bir de üvey kardeşinin hastalanmasından sorumlu tutuluyor. Yakışıklı Prens Kai’in hayatına girmesiyle birlikte, Cinder birden kendini gezegenler arası bir anlaşmazlığın ortasında buluveriyor. Sorumluluk ve özgürlük, sadakat ve ihanet arasında kalan Cinder, Dünya’nın geleceğini koruma altına almak için önce kendi geçmişinin sırlarını açığa çıkarmak zorunda...

Yeniden kurgulanmış bu masalda Külkedisi ile tekrar tanışmaya ne dersiniz?

Marissa Meyer, Washington’ın Tacoma kasabasında doğup büyüdü. Henüz küçük bir çocukken kitaplara âşık olan Marissa, ergenlik yıllarından beri gençlik edebiyatı üzerine çalışıyor. Peri masallarına da büyük bir sevgi besleyen Marissa, gençlik günlerinden beri bu masalları yeniden kurguluyor ve bu tutkusundan da vazgeçecek gibi görünmüyor.

4 Temmuz 2018 Çarşamba

Julie Garwood - Hiç Umudum Yokken



İngilizce Adı: Saving Grace

Seri: Yok

Basım Tarihi: Temmuz, 2018

Yayınevi: Epsilon

Sayfa Sayısı: 520

Çeviri: Kübra Tekneci

Konusu:

“Julie Garwood güzel kadın kahramanların cesur erkekleri yanına çektiği gibi okuyucuları cezbediyor.”
-USA Today

New York Times’ın çok satanlar listesine giren, kalp atışlarınızı hızlandıracak bu romanda, Julie Garwood özgürlüğü için mücadele etmeye kararlı, aşkın nadir ve beklenmedik hediyesiyle hayatı değişen genç bir kadının görkemli hikâyesini zekice kaleme alıyor.

Leydi Johanna dul kaldığı haberini alınca bir daha asla evlenmeyeceğine yemin etmişti. Henüz on altı yaşındaydı ama şimdiden ona bakanları etkileyen güzellikte altın saçlara ve güçlü bir iradeye sahipti. Fakat Kral John tekrar evlenmesini emredince her şey değişti. Sadık üvey kardeşinin bulduğu damat adayı ise yakışıklı İskoç savaşçı Gabriel MacBain’di.

Johanna ilk başta ürkekti ama Gabriel paylaşacakları muhteşem zevkleri ona nazikçe gösterirken, birbirlerine âşık olmaya başlayacaklardı. Çok geçmeden bütün Kuzey İskoçya klanı da haşin ve cesur lordlarının kalbini ona tamamen teslim ettiğini anlayacaktı. Ancak hiçbir mutluluk bedelsiz kazanılmazdı elbette. Korkunç bir kraliyet entrikası Gabriel’i karısından ayırmakla tehdit ettiğinde ikisi de birbirleri için savaşacaklardı.

"Dua etmeliyim," diye fısıldadı. "Kocam öldü. Dua etmeliyim."
Gözlerini kapatıp ellerini birleştirdi ve nihayet duasına başladı.
"Teşekkür ederim, Tanrım. Teşekkür ederim, Tanrım. Teşekkür ederim, Tanrım."

Not: Epsilon Yayınevi historical severler beklerken hiç haber vermeden sessizce yayınlamış. Ne diyelim teşekkür ederiz.

2 Temmuz 2018 Pazartesi

Temmuz Ayı Okuma Listem


Temmuz  ayı okuma listemi buraya yazayım. 
Bakalım Hayaller Gerçekler olayında ne kadar yol alacağım.

Not: Fotoğraf bana aittir. Kuşadası.

01-10 Temmuz: Instagramda Okuyan Kadınlar Kulübü ile birlikte Pegasus Yayınları okuyoruz. Etiketimiz #herayinbiribiryayinevi katılmak isteyen olursa bekleriz.

Ben bu etkinlikte Kathryn Caskie Aşk Gecesi'ni seçtim hatta bugün itibariyle bitirdim bile. Kitap Seven Deadly Sins Serisinin 3. kitabı. Daha önce bir ve ikiyi okumuş yorumlamıştım. (02.07.2018) 

10 Temmuz: Instagramda Okuyan Kadınlar Kulübü ile birlikte Fatma Erdek okuyoruz. İstediğimiz bir kitabı seçiyorduk ve ben yaz ayları için daha uygun olduğunu düşündüğüm Ben O Değilim seçtim. Yazarı çok beğeniyorum. Henüz okumadıysanız herhangi bir kitabı ile başlayabilirsiniz. Bize katılmak isterseniz etiketimiz #heraybiryazarbirkitap (15.07.2018)

20 Temmuz: #birharfbirkitap etkinliği başlıyor her ayın 20'sinde. A harfi ile başlayan okuma yolculuğumuz bu ay D harfine geldi. 

Ben DEX yayınlarından Samantha Young Derin Tutku ve devamı Sığ Sularda Kaybolan seçtim. Hazır başlamışken devam kitabı da aradan çıksın istedim. 

Samantha Young'un daha önce Londra Caddesi ve Dublin Caddesi kitaplarını okudum. Yazım tarzını beğendim. Tavsiye ederim. 

25 Temmuz: #debbiemacomberkitapfidani başlıyor her ayın 25'inde. Adım Debbieciler arasında üst sıralara çıktı bu sayede. Yazarı Gelişim Yayınları'ndan yayınlanan Beyaz Dizi serilerinden beri okurum. Harlequin Yayınları'ndan okumaya devam ettim. O da kapandı. Epsilon Yayınları'ndan okudum. Şimdi Novella Yayınları ile devam ediyoruz okumaya. Bu ay sıra Çam Yeşili Sokağı'nda. 

Ve diğer okuyacaklarım Okuyan Kadınlar Kulübü dışında kendi seçtiklerim. Sadece adlarını yazacağım buraya. Kaçını bu ay okurum kaçı Ağustosa sarkar bilmiyorum. 

- Geçen ay kitabımı evde unuttuğum için okuyamadığım Debbie Macomber - Pasifik Bulvarı


- J.M. Darhower - Ruhumdaki Canavar (04.07.2018 tarihinde bitirdim)


- Ayşegül Çiçekoğlu - Kendi Düşen Ağlamaz

- Şebnem Burcuoğlu - Şekerfare

- Yaprak Öz - Sobe Siyah Orkide (20.07.2018)

- Sarah MacLean - Karanlık Sırlar

Not: Okudukça yorumları güncel olarak eklemeyi düşünüyorum.

Madeline Hunter - Rothwell Brothers Serisi


Rothwell Brothers Serisi





Not: Bitmiş bir seri, fakat zamanında yayınevi tarafından 
karışık olarak yayınlanmıştır. Okuma sırası yukarıdaki şekildedir.

1 Temmuz 2018 Pazar

Madeline Hunter - Rothwell Brothers Serisi 4 - Aşk Gibi Günah Gibi


İngilizce Adı: The Sins of Lord Easterbrook

Seri: Rothwell Brothers Serisi 4

Basım Tarihi: Ağustos, 2009

Yayınevi: Epsilon

Sayfa Sayısı: 368

Çeviri: Seden Gürel

Konusu:

Bir anda geçmişe döndü, o pervasız genç adam tarafından öpülen ve ruhunda fırtınalar esen genç kızı gördü; tehlikeli duygusal ve fiziksel fırtınaları ona öneren adamı ve bunları kabul etme cesaretini gösteremeyen genç kızı…

Skandallar, entrikalar, yalanlar ve gözü kara bir tutku… Gözüne kestirdiği kızı etkilemek için her şeyden vazgeçebilecek, en günahkâr, en utanç verici sırrını bile ortaya dökebilecek bir erkeğin hikâyesi… Madeline Hunter’dan sizi zevkin doruklarına taşıyacak bir klasik.

New York Times ve Publshier Weekly’nin en çok satan kitaplar listelerindeki yerini her zaman koruyan yazarı Hunter’ın tarihi romanları okuyucularını kendisine bağlayacak!

Madeline Hunter – Rothwell Brothers Serisi 3 – Bir Gecelik Günah


İngilizce Adı: Secrets of Surrender

Seri: Rothwell Brothers Serisi 3

Basım Tarihi: Şubat, 2011

Yayınevi: Epsilon

Sayfa Sayısı: 376

Çeviri: Tuğba Karakan Köseoğlu

Konusu:

“Sen mahvolmuşsun ve o bunu biliyor. Seni şimdi istese alabilir ve bunu da biliyor. Bu felakete direnmek için en iyi silahını ve sebebini kaybettin, bunları da biliyor…"

“Hunter’ın cezbedici, merak uyandırıcı hikâyesi iki insanın mutlu olmak için mücadelesini anlatıyor.”
-Booklist

Saygın bir leydinin konumunu kaybedişi her zaman çok zorlu olmuştur. Ne var ki tanımadığı yakışıklı bir centilmen kurtuluşu için tek yol olacaktır. Ancak geçmişleri ikisinin de yakasını bırakmayacaktır.

Madeline Hunter’ın günah dolu, bu baştan çıkaran ve imkânsız aşk masalında sırlar ortaya dökülüyor.

Çapkın asilzadelerin ve açık saçık kadınların arasında göze çarpan yakışıklı yabancı, kadının bakışlarını konuk odasının diğer ucundan fark eder. Yolları Roselyn Longworth’ün hiç tahmin edemeyeceği şekilde kesişmek üzeredir. Genç kadın gece bitmeden açık artırma ile en yüksek parayı verene satılacaktır… ve Kyle Bradwell onu bir cehennemden bir başkasına götürecek olan kişi olacaktır. Ancak Kyle onu ‘kazandığı’ andan itibaren, genç kadına uzun zamandır tanık olmadığı bir nezaketle davranır.

Nihayet Rose Kyle’a bunu yaptıranın ne olduğunu öğrendiğinde artık her şey için çok geçtir.

Baştan çıkarmanın ilk adımı teslim olmasına yetecektir.

Madeline Hunter – Rothwell Brothers Serisi 2 – Tutku Dersleri


İngilizce Adı: Lessons of  Desire

Seri: Rothwell Brothers Serisi 2

Basım Tarihi: Mart, 2012

Yayınevi: Epsilon

Sayfa Sayısı: 376

Çeviri: Mustafa Tuncer

Konusu:

Madeline Hunter'ın bugüne kadar yazdığı en kışkırtıcı roman olan Tutku Dersleri'nde yakışıklı, nazik ve şeytan kadar baştan çıkarıcı Lord Elliot Rothwell ile tanışmaya hazır mısınız?

Elliot'ı ilk olarak, tutsak edildiği yerin penceresinden bakarken görür:

Günah kadar çekici bu adam cazibesi ve bağlantıları sayesinde onu tutsaklıktan kurtarır. Ne var ki yazar ve yayımcı Phaedra Blair, 'özgürlüğünün' bedelinin insafsız kurtarıcısına koşulsuz şartsız bağlanmak olduğunu çabuk öğrenir. Elbette Elliot Rothwell onu iyi niyetinden ötürü kurtarmamıştır.

Phaedra'dan, aile ismine leke sürecek iftira dolu bir kitabı basmamasını istemektedir ve bunun için rüşvet vermek, tehdit etmek hatta onu baştan çıkarmak dahil her şeyi yapmaya hazırdır. Ancak aralarındaki erotik çekim an ve an arttıkça, Elliot bu şehvetli oyunda kaybetmeye daha da istekli olduğunu fark edecektir...

"Zekice çizilmiş karakterler, güçlü bir kurgu ve nefes kesen bir romantizm. Bu kitaba âşık olacaksınız."
-Romantic Times

"Sürükleyici bir hikâye."
-Booklist

Madeline Hunter – Rothwell Brothers Serisi 1 – Kalbin Kuralları


İngilizce Adı: The Rules Of Seduction

Seri: Rothwell Brothers Serisi 1

Basım Tarihi: Şubat, 2016

Yayınevi: Epsilon

Sayfa Sayısı: 390

Çeviri: Tuğçe Ebesek Büyükuğurlu

Konusu:

Tehlikeli. Çekici. Olağanüstü bir güç ve tutkuya sahip, her kadının içindeki şehvetli cazibeyi uyandırabilecek bir adam. Hayden Rothwell.

Hayden hiçbir haber vermeden, bir teklif beklemeden, gizemli amaçları ve kudretli çekiciliğiyle Alexia Welbourne’ün evine girer. Saatler içinde Alexia beş parasız kalmıştır, ayrıca evlilik umutları tamamen yok olmuştur. Ta ki Hayden Rothwell onu yatağına alana kadar. Tutkulu bir an Alexia’yı, onu mahveden adamla evlenmesi için zorladığında, Hayden’ın onu baştan çıkarma oyunu çoktan başlamıştır. Ancak Alexia, yeni kocasının gizli amacını bilmiyordur. Hayden’ın ödemek için her şeyi göze alabileceği bir onur borcu vardır. Alexia ise bu oyundaki sürpriz oyuncudur. Onunla geçirdiği gecelerden vazgeçmek istemeyen Hayden, Alexia’yı yanında tutmanın bir yolunu bulmalıdır. Ancak bu sırada Alexia da kendi kurallarına göre oynamaya başlamıştır.

Sabrina Jeffries Kitapları


Sabrina Jeffries Kitapları

(School For Heiresses Serisi'nden çıkan 
tek kitap)