29 Haziran 2020 Pazartesi

Jeff Wheeler - Kingfountain Serisi 1 - Zehirci

📚Merhaba,

@okuyan_kadinlar_kulubu #birharfbirkitap etkinliğinde koca bir alfabeyi bitirmenin sevincini yaşıyoruz. 28 aylık bir süreç bitti. Gelecek ay yeni tur başlıyor. Yani "A" harfi ile başlayan kitaplar şimdiden hazırlansın. Benim her köşeden bir A harfi ile başlayan kitap fırladığı için aylık okumaları yığdığım (artık oradaki kitaplar için yığmak fiilini kullanabilirim ancak🙈), koltukta kitaplar bir kule şekline dönüştü bile. Ve tabiki çoğunu okuyamayacağım ama bir öneri paylaşımı yapabilirim.

Gelelim bugünkü paylaşımıma, Jeff Wheeler, Kingfountain Serisi birinci kitabı, Zehirci ile geldim bugün. (@olimposyayinlari seri bilgisini kapağa yazdıkları için 💕💕💕) Bu kitap @aylinin_kitaplari çekilişinden gelmişti ve bu etkinlik için ayırmıştım. Teşekkürler.

Konusuna gelince; Owen ailenin en küçüğü ve ailesine son derece bağlı, ayrıca okumayı kendi kendine öğrenmiş, son derece farklı bir çocuktur. Babası Lord Kiskaddon, baştaki krala sadakatini ispat etmesi gerekirken yanlış bir karar aldığı için Owen Kral Severn'in rehinesi olarak kraliyet sarayına götürüldüğünde sadece sekiz yaşındadır.

Orada karşısına Ankarette çıkar. Sarayda öldüğü sanılan bu kadının bazı özel güçleri vardır. Sadece geceleri ortaya çıkarak Owen'a saray hayatında işine yarayacak şeyler öğretir. Koruması altına alır. Ankarette aynı zamanda "Zehirci" dir.

Kitabın ilk 30 sayfasında atmosfere girmek için çabaladığımı söylemem gerek. Sebebi bu tarz kitapları çok okumamış olmam. Ama otuzdan sonra Owen, onun saraydaki hayatı, entrikalar, stratejiler, doğrular, yalanlar derken sonu zirvede bitti ki, devam kitabı Casus'u okumak için sabırsızlanıyorum. Ama eylülden önce olmaz. Neden? Sebep çok. Temmuz sonu taşınıyorum, sonra ev yerleştireceğim, sonra alışveris yapıp satın alacağım, bu arada kulüp C harfi ile başlayan kitaplara doğru yol almış olur ve belki bir ümit serinin üçüncü kitabı bizde yayınlanır😃

Görüşmek üzere🌊

#kingfountain #zehirci #jeffwheeler
#olimposyayınları #thequeenspoisoner #dendenak #dendeninyörüngesi #kitapyorumu #okuyankadinlarkulubu #okudumbitti

18 Haziran 2020 Perşembe

Tuğba Sarıünal - Fil Saati


Merhaba,

Bugün daha önce çok tavsiye edildiği için merak ettiğim bir yazarın bir kitabını bitirip geldim.

Tuğba Sarıünal'dan Fil Saati.

Ve kesinlikle çok sevdim. Neden? Çünkü kurgusu içinde yer alan konulara karşı her zaman büyük bir merakım vardı. Ve bir sonraki bölümde şöyle devam eder desem de tüm tahminlerimi alt üst eden bir kitaptı. Ters köşe yapmak için bir zorlama olmadan tahminlerimi çürüttü üstelik.

Ve en sevindiğim tarafı, bu maceranın henüz bitmemiş olması. Seri kitaplara bağımlı biri olarak gözlerim parladı resmen🤩

Konusuna gelince; bir sahafta başlıyor kitabımız. Güneş o atmosferi tarif ederken sizde orada buluyorsunuz kendinizi ve yere düşen kitabınızı Dünya yakalayıp size veriyor. Ne romantik bir karşılaşma değil mi? Ama bir adım sonrası havada uçan mermiler ve kuantum fizikçisi Dünya'nın komaya girmesi. Ve komiser Merih'in sahneye çıkması. Ekibiyle kuantum fizikçilerinin peşpeşe öldürülmesini araştıran komiserimiz Güneş'e önce zanlı gibi davransa da olayların gelişme şekliyle onunla beraber dosyada çalışmaya başlar. Çok anlatmayayım çünkü ne söylesem kitabın büyüsü bozulur.

Sadece aklımızda zamanda yolculuk mümkün mü? Geriye dönme imkanımız olsa nerelere gidip ne yapardık? İnsanın kaderine müdahale edebilir miyiz? Pek çok pek çok soru peşpeşe geliyor. 
Bu güzel kitabı @begusunkutuphanesi ve çok güzel bir ekiple okuduk. 💕💕💕 İkinci kitabın çıkmasını sabırsızlıkla beklerken, eylül ayı alışveriş listeme yazarın bende olmayan üç kitabını ekliyorum ( Akıl Tutulması'nı almıştım. Neden eylül çünkü artık yeni şehrime ve yeni evime geçmiş olurum diye düşünüyorum 🥰) Görüşmek üzere 🌿🌿🌿 #hayatkitaplagüzel #dendenak #dendeninyörüngesi #filsaati #tuğbasarıünal #destekyayınları #zamandayolculuk #kuantumfiziği #roman #tavsiyekitap #okudumbitti #kitapyorumu

17 Haziran 2020 Çarşamba

Paul Auster - Cam Kent

📚 #kitapalıntısı "New York gezmekle bitecek bir kent değildi, sonu gelmez bir dolambaçtı; ne kadar uzaklara giderse gitsin, kentin semtlerini ve sokaklarını ne kadar iyi tanırsa tanısın, kaybolmuş olma duygusundan kurtulamıyordu. Yalnızca kentte değil, kendi içinde de kayboluyordu. Ne zaman yürüyüşe çıksa kendisini geride bırakıyormuş gibi hissediyordu..." Merhaba,

@biryazarbinokur grubuyla bu ay @fatmainak seçimiyle Paul Auster okuduk. Çok şanslıydım çünkü Fatma doğum günümde New York üçlemesini bana hediye olarak almıştı. Çok teşekkür ederim 🥰

Kitabımızın yorumu biraz zor (bitti ama hala yankıları içimde çünkü) ama konusundan ufakça bahsedeyim.

Daniel Quinn bir yazardır. Kendi adıyla yazdıkları tutmayınca, takma bir isimle polisiye yazmaya başlamıştır. Karısı ve oğlunu yıllar önce kaybetmiş ve yalnız olarak (ruhen, bedenen çok yalnız) olarak yaşamaya devam etmektedir. Bir gece bir telefon gelir. Paul Auster aranmakta ve yardım istenmektedir. O an Paul Auster olmaya karar vererek belirtilen adrese gider. Ve olaylar başlar.

Yanlış bir telefonla başlayan olaylar okuyucu olarak bizi bazen Babil Kulesi'ne, bazen New York Sokakları'na, bazen Don Quijote romanına götürdü. Eminim New York'u bilen biri olsaydım onunla beraber sokak sokak gezecektim. Çok yorucu olacaktı, çünkü yürüdü yürüdü yürüdü... İlginç bir okuma yolculuğu idi. Üçlemenin ikinci kitabı ile bu yolculuğa devam edeceğim.

Görüşmek üzere 🌿

#hayatkitaplagüzel #dendenak #dendeninyörüngesi #camkent
#paulauster
#canyayınları #newyorküçlemesi #kitapyorumu #okudumbitti #biryazarbinokur

3 Haziran 2020 Çarşamba

Ahmet Mithat Efendi - Şeytankaya Tılsımı

Günümüz Türkçesine Uyarlayan: İsmail Kayapınar

Basım Tarihi: Haziran, 2019

Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Konusu:

Ahmet Mithat Efendi Şeytankaya Tılsımı’nda gizemli bir aşk hikâyesini anlatırken batıl inançları da sebep olduğu sonuçlardan hareketle ele alır. Olayın Güney İtalya’da geçmiş olması medeniyetin çağdaş merkezi olarak değerlendirilen Avrupa’ya yönelik mesnetsiz hayranlığa örtük bir eleştiriyi de arka plana yerleştirir. Bununla birlikte eserin başında bir notla ŞeytankayaTılsımı’nı Fransızca bir hikâyeden yararlanmak suretiyle kaleme aldığını belirten Ahmet Mithat Efendi’nin yabancı bir tür olan romanın gelişmesi ve yerleşmesi için çeviriye verdiği önem şaşırtıcı değildir. Ancak Tanzimat döneminde uyarlanan veya yeniden yazılan kimi eserlerin ve yazarlarının ismen anılmaması pek yadırganmaz. Ahmet Mithat Efendi de Şeytankaya Tılsımı’nı yazarken yararlandığı eserin ve yazarının adını belirtmek gereğini duymamıştır.


Yorumum:

Merhaba,

Bugünlerde hiç hiç keyfim yok. Okumayı hep terapi gibi görmüş olsam da bu durumda okumak bile içimdeki sıkıntıya çare olamıyor.

Televizyonla yıllardır aramız nahoş, Netflix'ten dizi seyrediyordum arada onu da yapmıyorum son günlerde.

Twitterdan haberlere bakıyorum. Zorunlu tatil sebebiyle kararsızlık içinde debeleniyorum. Ailemin yanına gitsem mi, gitmesem mi? Bu bir tatil değil, biliyorum ama bu günlerde ailemle olmak güç verecek diye düşünüyorum.

Nasılsın diye soran arkadaşlarıma yarım saat karmaşık şeyler anlatıyorum, eminim onlarında psikolojisini alt üst ediyorum.

Vee böyle bir zamana denk gelen kitap 57 sayfa bile olsa, ne doğru dürüst okuyabildim ne de düzgün bir yorum yazabildim.

Bir kere kapağı son derece iç karartıcı. Belki benim içim kadar. Dili akıcı ve yazarın okuduğum üçüncü kitabı olunca yazara karşı ilk okuma sorunları yaşamadım.

Aslında alttan verilen mesaj (verilmek istendi mi bilmiyorum ama ben aldım) her ülkenin batıl inançları vardır, para herkesin gözünü döndürebilir, kötü insanlara karşı dikkatli olun, o İtalyan soylusundan koca olmaz (gözü dışarıda), davul dengi dengine, yamyamlık hoş değil, çoban kıza bak aklını kullandı vakit kazandı, Sastıma'yı kitap boyunca Satsuma okudum😬 ve hep kıyafetini turuncu düşündüm 🤣 (uyarmıştım tee yıllar önce ben ciddi kalamıyorum, birden gülme geliveriyo diye🤣🤣🤣) 

ile Türk klasiklerini okuyoruz. Siz hala bizimle okumuyor musunuz😵

Görüşmek üzere 👋

Not: instagram hesabım Denden'in Yörüngesi'nde corona başlangıç günlerinde yazdığım yorumdur. (14 Mart'ta ve gitmedik şehir dışına, evdeyiz, haftada bir market için çıktım sadece dışarıya, biz içerideyken kıştan yaza döndük - her ne kadar şu an gök gürüldese de-)

Filibeli Ahmet Hilmi - A'mak-ı Hayal



Günümüz Türkçesine Uyarlayan:Mehmet Kanar

Basım Tarihi: Haziran, 2019

Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

Konusu: 

Türk edebiyatının ilk felsefi ve gerçeküstü romanı kabul edilen A’mâk-ı Hayal, Filibeli Ahmet Hilmi’nin felsefi ve tasavvufi görüşlerini içermektedir. Romanın kahramanı Raci, içindeki şüphe ejderhasını susturmak ve mutlak hakikate ulaşmak için mezarlıkta karşılaştığı Aynalı Baba’nın yardımıyla manevi seyahatlere çıkar. Raci bu seyahatlerinde hedefine ulaşmak için Buda’yla Hiçlik Zirvesi’ne, Yunan tanrılarının bulunduğu Olimpos Dağı’na, Hürmüz ile Ehrimen’in savaş meydanına, Simurg’un sırtında Merih gezegenine, Kaf Dağı’na ve daha birçok yere gider. Raci hakikatin peşinde nice âlemde, boyut ve mekânda dolaşırken biz okurlara Ahmet Hilmi’nin Doğu ve Batı felsefesi, tasavvuf, mitoloji, dinler tarihi üzerine kurduğu bu gerçeküstü romanı izlemek düşüyor -şaşkınlıkla, merakla ve zevkle…

Filibeli Ahmet Hilmi (Şehbenderzade, 1865-1914): Filibeli Ahmet Hilmi, Hacı Süleyman Bey ve Şevkiye Hanım’ın en büyük çocukları olarak Filibe’de (Bulgaristan) dünyaya geldi. Ailesi, Osmanlı’nın 93 Harbi yenilgisinden sonra, 1878 yılında yaşanan büyük göçle İstanbul’a yerleşince Filibe’de başladığı eğitim hayatına burada devam etti. Galatasaray Mekteb-i Sultanisi’ni bitirip ilk olarak Posta ve Telgraf Nezareti’nde çalışmaya başladı. Sonra Duyun-ı Umumiye Nezareti’nde görev yaptı. Ardından Beyrut’a gönderildi. Beyrut’ta Jön Türklerle iletişim kurup oradan Mısır’a kaçtı. Mısır’da Çaylak adında bir mizah dergisi çıkardı. Bir süre sonra İstanbul’a döndü ve 1901 yılında Fizan’a (Libya) sürüldü. II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a gelerek Darulfünun’da felsefe hocalığı yaptı. İkdam, Şehbal, Yeni Tasvir-i Efkâr, Sırat-ı Müstakim gibi gazete ve dergilerde siyasi, felsefi yazılar kaleme aldı. Kendisi ayrıca İttihad-ı İslam, Hikmet, Coşkun Kalender, Millet ile Muhasebe, Münakaşa, Kanat ve Nimet adlı gazeteleri çıkardı. İttihat ve Terakki Fırkası, Hürriyet ve İtilaf Fırkası, Siyonizm ve Masonluk eleştirileri nedeniyle gazeteleri sık sık kapatıldı ve sürgüne gönderildi. II. Meşrutiyet döneminin önemli fikir adamlarından biri olan Ahmet Hilmi tiyatro, roman ve şiirin yanı sıra siyaset, felsefe, tasavvuf ve tarih gibi alanlarda da yazılar ve eserler kaleme almıştır. 


Yorumum:

Merhaba,

On gün olmuş bu arada, su gibi akıp geçmiş. Ve bu süre içinde çok fazla okuyamadığım bir gerçek.
Ve en sonunda @okuyan_kadinlar_kulubu ile her ay okuduğumuz Türk klasiklerini bitirerek geri döndüm.

Bu ay Filibeli Ahmet Hilmi'den A'mak-ı Hayal'i okuduk. Okuyan herkes çok beğendi. Ben uzun bir aralıkta okuduğum için güzel bulsam da esere hakkını veremediğimi düşündürttü bana.

Genel hatlarıyla hayatı ve varlığını sorgulayan Raci bir gün mezarlığın yanından geçerken içeri girer ve Aynalı Baba ile tanışır. Bu tanışma ona başka dünyaların kapılarını açar. Her buluşmada farklı bir bedene giren Raci, her seyahatten farklı bir tecrübeyle döner.

Türk edebiyatının ilk felsefi ve gerçeküstü romanını okumak farklı bir okuma yolculuğuydu.
Görüşmek üzere💕

Not: instagram hesabım Denden'in Yörüngesi'nde paylaştığım yorumumdur.